


-KÖTÜ DAVRANIŞLAR SAHİBİNE AİTTİR-
''Fenerbahçe taraftarlarının Beşiktaş aleyhine yaptıkları kötü tezahüratların sahibine ait olduğunu söyleyen Yalçın Karadeniz; ''Kötü davranışlar sahibine aittir. Bizim seyircimiz 12. gücümüzdür. Lig sıralamasında altlarda olduğumuzda bile dişimizden tırnağımızdan artırarak 15-20 bin kişi doldurdular. Seyircimizin kendi oyuncularını yakından görmek isteme arzusuna karşılık haftada bir antrenmanı onlara açmalıyız. Bizim seyircimiz vefakardır. Beşiktaş seyircisi bizim 12. gücümüzdür. Onları bağrımıza basalım. Zaman zaman kötü davranışlar ve tezahüratlar oluyor ama o zaman herkese bir görev düşüyor. Herkesin yanındaki taraftarın çirkin davranışların yapılmaması konusunda uyarıda bulunması gerekir. Sahaya çıkan oyuncu Top oynayıp galip gelecek. Seyirci de moralli olarak desteğini devam ettirmelidir ki bizde zaferden zafere koşalım. Bunu sadece oyuncunun yapması yetmez toplu olarak yapılması gerekir.'' dedi.
-DİVAN KURULU VAZGEÇİLMEZ BİR KURULDUR-
Divan Kurulu'nun vazgeçilmez bir kurul olduğunu söyleyen Karadeniz; ''Divan Kurulları ve kulüpler, dernekler yasasına göre yönetiliyor. Dernekler yasasında kulüplerin olmazsa olmaz kurulları vardır. Mesela denetim organı olmayan bir dernek kurulamaz. Divan Kurulu olmayan bir kurul olabilir ama Divan Kurulu vazgeçilmez bir kuruldur. Divan Kurulları yaptırım gücü olmamasına rağmen etkin tesiri olan kurullardır. Biz bir iç denetim işi yapıyoruz. Denetim işi dünyann her yerinde rahat yaplan bir iş değildir. Denetim de bir olayı tenkit ediyorsunuz. Dünyanın her yerinde insanlar pohpohlanmak istiyorlar. Ama bizim 2000'e yakın üyemiz var. Onların sorumluluğunu taşıyorum. Tüm bunlara rağmen dediğimizi yapıyoruz ama sesimizi duyurabiliyor muyuz? Mesele budur.'' dedi.
-DİVAN KURULUMUZUN BİR YAPTIRIM GÜCÜ YOKTUR-
Borçların yükselmesi konusunda Divan Kurulu daha etkili rol alabildi mi? sorusunu yanıtlayan Karadeniz; ''Divan Kurulumuzun bir yaptırım gücü yoktur. Ancak tüm mesele Beşiktaş'a üye olan insanların görev ve sorumluluğunu iyi yapmaları durumunda tenkit ettiğiniz zaman hemen altında birşey aranıyor. Ben yaptığım tenkitler de bir art niyet beslemiyorum. Bana düşman gözü ile bakanlar var. Bunları konuştuğum için çok yetkili şahısların yeni bir divan başkanı bulmak için kulis yaptıklarını biliyorum. Ancak bunu bilen üyeler takdir ederek yüzde 70'e yakın rey vererek beni orada tutmaya karar verdiler.'' dedi.
-BEŞİKTAŞ'IN BÜYÜKLERİNİN EL ATMADIKLARI GİBİ BİR SUÇLAMA...-
Beşiktaş'ın borçlarının azalmama sebebinin camiadaki önemli iş adamlarının Beşiktaş'a küskünlüklerinden dolayı yardımda bulunmadığından kaynaklandığı söyleniyor. Camianın büyüklerinin divan üyeliğinden çıkarıldığı ve bu kararı sizin verdiğiniz düşünüldü? sorusuna yanıt veren Karadeniz; ''Beşiktaş'ın dinamikleri dediğimiz zengin insanların kulübe bakmadıkları duygusu var. Verilen yardımın nereye gittiği görülüyorsa Beşiktaş sevgisi olanlar Beşiktaş'tan uzak tutmaz. Beşiktaş'a verilen paralar boşa mı gidiyor, duygusu ortadan kaldırılırsa insanlar Beşiktaş'tan uzak kalmazlar. Beşiktaş'ın büyüklerinin el atmadıkları gibi bir suçlama yerine suçu kendimizde bulalım. Onlara doğru işler yaptığımızı anlatalım.'' dedi.
-DÜZELTİLMESİ DURUMUNDA İLK EL KALDIRAN BEN OLURUM-
Divan Kurulu'ndan düşen hiç bir üyenin düşürülmesine müdahil olmadığını söyleyen Karadeniz; ''Divandan düşen arkadaşlarımızın A'sından Z'sine kadar hiçbir konusuna müdahil olmadım. Tüzük Tadil kongresinde toplantının sonlarına doğru katılım azalır. Böyle bir azalma ortasında bir arkadaşımızın kötü maksatla verilmemiş bir önergesi vardır. Genel Kurullara katılım olsun diye böyle bir önerge verdi. Ben bu önergeye müdahale ettim. Tecrübemden dolayı buna müdahale ettim. Oylandı ve geçti. Çok cüzi bir sayı ile geçti. Divan Kurulu'na mazeretsiz 3 kez katılmayanların üyeliği düşer. Bazıları diyor ki, daha önce de vardı neden olmadı? Ancak daha önceden böyle birşey yoktu. Yaptırım şartı konuldu. Ben de onu uyguladım. Ben ne yapabilirdim ki? Bugün çok önemli zevatlarla ilgili sayın Rahmi Koç ve Demirören ile onun babası ile ilgili ne gibi sorunların olabilir? Ne gibi bir müşterek tarafımız olabilir? Hiç bir sorunumuz yok. Benim istifam dahil istendi. Önergeyi veren arkadaş Divan Genel Kurulu'ndan gündem dışı söz istedi. Vicdan azabı çekiyorum, dedi. O gün önergeyi ben verdim. Maksadım da genel kurula katılmayı sağlamaktı. Buradan hiç alakası olmayan Divan Başkanımıza hücum edilmesi beni rahatsız ediyor,dedi. Sayın başkan da geldi ve ben bu konuyu ön göremedim dedi. İhaleyi benim üzerime bırakmanın bir anlamı yoktu. Ben de Divan Kurulu'nun başında olduğum için fatura bana kesildi. Düzeltilmesi durumunda ilk el kaldıran da ben olurum.'' dedi.
-BÖYLE BİR AÇIKLAMAM OLMADI-
Taraftarın Demirören'i istifaya davet ettiğinde, 'Kulübün sahibi kongre üyeleridir' şeklinde bir açıklamanız oldu mu? sorusunu yanıtlayan Karadeniz; ''Böyle birşey söylediğimi hatırlamıyorum. Böyle bir açıklamanın manası da yok. Belki başka bir konu ile ilgili rey verenler kongre üyeleridir, demiş olabilirim. Ama kesinlikle böyle birşey söylemedim.'' dedi.
-BEŞİKTAŞ'A HİZMET ETMEK İBADET ETMEK GİBİDİR-
Beşiktaş başkanlığı için isminin geçmesinden mutluluk duyduğunu söyleyen Karadeniz; ''Bu soru bana çok soruluyor. Beşiktaş'ın ekonomik ya da mali müzayakaya gittiği bir ortamda öyle bir umut olarak görülmesinden mutluluk duyuyorum . Her Beşiktaş üyesinin 5 senesini doldurmuşsa Beşiktaş başkanlığı gönlünde yatar. Bunlardan biri de benim. Neden olmasın? Beşiktaş'a hizmet etmek ibadet etmek gibidir. Herkesin böyle bir arzusu vardır. Bize güvenen ve tanıyanlardan böyle bir talep var. Bunlara çok teşekkür ederim. Bu teveccüh olgunlaşırsa neden olmasın diyorum. Ama Beşiktaş başkanlığı bir iddia meselesidir. İddiasız insanlar bu işi yapamazlar, İddialı insanlar bu işi yapabilirler. Biz bunlardan biriyiz. Ben daha adaylığımı açıklamadan konuşuluyorum. Şu ana kadar açıklamadığıma göre ve kimseden icazet almadığıma göre kimseye soracak bir durumum yok. Beşiktaş'ın başkanlığına talip olacaksam teveccühün olgunlaşması halinde neden olmasın derim. Bazı arkadaşlarım bana, mecbursun diyorlar. Beşiktaş seni istiyorsa sen bunu yapmalısın diyorlar. Ancak şartların yerine gelmesi lazım. Henüz aday değilim ama bu oldum veya olmadım anlamını taşımaz. Camia istediği insanı zirveye yerleştirir istediği aynı insanı yerin dibine sokabilir.'' dedi.
-BEŞİKTAŞ BAŞKANI, BEŞİKTAŞ'IN MALINDA MÜLKÜNDE GÖZÜ OLMAYAN BİRİ OLMALIDIR-
Size göre Beşiktaş'ın başkanı nasıl olmalıdır? sorusunu yanıtlayan Karadeniz; ''Bu bir tecrübe meselesidir. Beşiktaş Başkanı Beşiktaş camiasını iyi tanımalıdır. Beşiktaş Başkanı 9-5 mesaisini kulüpte yapabilmelidir. Beşiktaş Başkanı Beşiktaş'ın malında mülkünde gözü olmayan biri olmalıdır. Beşiktaş Başkanı Beşiktaş menfaatlerini düşünmelidir. 30 bin üye şapkasını önüne koyarak bu tip bir başkanı çıkarmalıdır. Ben kimsenin adamı değilim. Beşiktaş'ın adamıyım. Beşiktaş Başkanı olacak kişi böyle olmalıdır. Sayın Seba'yı bulmamız ve çıkarmamız lazım. Eğer yönetim değişikliği düşünülüyorsa bu böyle olmaldır. Yönetim gitsin demiyorum bu benim haddime değil ama ben biraz basiretli ve düşünceli olmaya davet ediyorum. Kulüpler arasındaki dostluk münasebetlerini bozmayan ve camiayı temsil edebilecek insanları bulmalıyız.'' dedi.
Haber1903