Kupanın olumlu anlamda dengeli ancak çoğunlukla olduğu gibi sıkıcı maçlarından birinde Beşiktaş, caza sahası önündeki Altay savunmasına çarpıp durdu.
Devre boyunca sadece 'Oğuzhan inceliği'nden gelen pas beklentinin büyük olduğu Batshuayi'yi pozisyona soktu, olmadı. Altay, kentdaşı Göztepe ile birlikte oynadıkları oyuna göre ligin en anlamsız bölgesindeler! Öyle ki, bu maçta Souza / Atiba iş birliğinden gelen Beşiktaş golünün önünde ve ardında daha net iki pozisyonu kullanamadılar. İki takım da harcadıkları enerjiye göre verimsiz kaldıkları maçta özellikle 60. dakikadan sonra dengesiz arayışlara girince oyuna da bir renk geldi! Ancak Önder Karaveli 82'de Teixeira ve Larin'i oyuna atarak 1- 0'lık avantajı ön alanda baskı ve tehditle koruma kararı verdi ve Altay’ı baskı altında tuttu.
Oynamayı Sevdiğini Hatırladı
Beşiktaş açısından görünen şu ki; takım yavaş yavaş eğlenmeye, oynamayı sevdiğini hatırlamaya başladı. 'Kazanma baskısından uzaklaşma, yedek kulübesiyle uyum, sahada olana ya da kenarda bekleyene saygı… Maç sonunda Önder Karaveli'nin bu memlekette futbolun en önemli fenomenlerinden Mustafa Denizli'ye saygı ve hürmetle sarılışı… Sonuç ne olursa olsun futbol kuşaktan kuşağa bilgiyle, öğrenmeyle, saygıyla geçiyor. Yani, 'Ah Güzel İstanbul'un' finalinde Haşmet İbriktaroğlu'nun (Sadri Alışık) sevgilisi Ayşe Goncagül'ün gelecek kaygısını (Ayla Algan) gidermeye çalıştığında söyledikleri gibi; "Korkma! Dünyada her zaman inanılacak sağlam şeyler bulunur."
Fanatik