Sivas maçında 3-1 galibiz, Son dakikalar oynanıyor ve bir Sivas atağında ceza sahasına yapılan ortaya, iki üç kişi birden ayağını, kafasını, kolunu uzatıyor.
Topa Josef de müdahil oluyor. Meşin yuvarlak, herkesi geçip sahayla alakası bitince VAR dan kulaklığa sesleniyorlar; 'Gel bi bak!!!' 'Bak' dedikleri pozisyonu biz dükkanda 40 kişi çözemedik. Mikroskop getirttim. I-ııhh! Lamel? Hava... Mübalağa bir yana. Top ele gitmiş mi, el topa mı gitmiş, oralı bile değiller.... Futbolla alakaları yok çünkü. Akılları başka yerde. Bakın ne diyorum, biz kırk kişi El/Top temasını görmedik. Hakem monitöre gidince nereye baktı ve neyi, nasıl gördü? iki gün evvel G.Saray-Rize maçı...
Gedson Fernandes'e vura vura adamın ayağını çarşamba pazarına çevirdiler, Hakem Ümit Bey, 'Ne yapıyorsunuz?' demedi!!!
Onun aklında nasıl penaltı yarattırımın senaryosu vardı zira... İyi tamam da arkadaşlar, ne futbol böyle bir şey, Ne penaltı vermek.... Değmiş mi değmemiş mi diye kılı kırk yarıp penaltıya hükmetmek, 'Benim futbol bilgim yok' demektir... Futbolu katletmektir... Elinin üzerindeki kıla değmiş!!! Kramponun bağcıkları? Hemen düüüttt... Vallahi pes... Futbolcular her ele çarpışta hoplayıp zıplar, hakemler her yere düşene faul çalar, penaltılar havada uçuşur! İşin cılkını çıkardınız artık ha! Milleti futboldan soğuttunuz be... Yazıklar olsun...
KANAMAYI DURDURUN...
Oynatılan ve oynanan futboldan memnun olunmadığı zaman, sevgili Önder Karaveli'nin yeterli olmadığı konuşuluyor... Ve hoca arayışları insanların kendi ekseni etrafında dönmeye başlıyor. Bir grup 'Rıza Çalımbay gelsin' derken, diğer bölüm Şenol Güneş'e davetiye çıkartıyor... Başka kısım 'yabancı' diye tutturuyor vs... Biz de bu kısır ve sığ döngüde, Beşiktaş'ın başında Önder Hoca varken, 'Bu konuşmalar yanlış' diye isyan ediyoruz. Ve asla görüş bildirmiyoruz... Yoksa bizim de beynimizde, gönlümüzde, mantığımızda bir Kartal var...
Hal böyleyken devamlı ve ısrarla Beşiktaş Sportif Direktörü Ceyhun Kazancı'nın hoca arayışı ve görüşmelerinin kamuoyuna yansıtıldığını gözlemliyoruz.
Adaletli mi? Hayır... Hele Beşiktaş Başkanı'nın, 'Biz kimseyle görüşmedik ve hocamızla devam etmeyi düşünüyoruz' dediği ortamda... Nabza şerbet vererek ve nabız yoklayarak iz sürmek iyi değil. Bir planın ve öngörün olur, oradan yürürsün. Haa! 'Bunların hepsi basının uydurması' diyorsan, Çıkıp yalanlar, tekzip edersin... Şu ortamda hangi futbolcu ciddiyetle maça çıkar? Kim söz dinler? Kime laf anlatırsın? Vallahi bütün futbolcu arkadaşları tebrik ediyorum... Salmıyorlar, aksine dört elle sarılıyorlar... Yani lafın belini kırarsak, Ya kanamayı durdurun ya da kesin atın sıkıntılı yeri...
RIZA ÇALIMBAY
Sevgili Feyyaz Uçar, 'Rıza Çalımbay'ın olduğu yerde her şey olabilirsin ama kaptan olamazsın' demiş... İyi demiş, iyi ki demiş... Bundan evvel şampiyon olduğumuz geçen senenin ortasında bizim programda da, 'Sergen Yalçın'ın başarılı olması hepimizi gururlandırır' demişti... "Yıllarında yıllarım kaldı" derler ya öyle...
Aynı 'kap'tan yemek yiyip aynı tastan su içenlerin, birbirini yediği şu dönemde, Hasret kaldığımız kelimeleri duyduğumuz zaman göğsüm kabarıyor, mutlu oluyorum. Milletin birbirini paçasından tutup aşağıya çektiği şu ortamda, teşekkür ederiz Feyyaz Uçar. Evet! Rıza Çalımbay Beşiktaş'ın ta kendisidir. Beşiktaş'ın özüdür, içidir, canıdır... Bu sözlere ve Rıza kaptan gibilerine çok ihtiyacımız var. Hem Türk futbolu hem Beşiktaş adına gurur duyuyorum....
Akşam