UEFA Ligi’nde 4 maç yapmışken daha, dikkatini tamamen lige vermiş bir Beşiktaş izleyeceğiz artık. Nasıl ama!
Avrupa arenasında ciddi merhale kaydetmişken birden bunları konuşuyor hale gelmemizin ağır ıstıraplarındayız maalesef. Sonuna kadar mecbur yaşayacağız Beşiktaş’ı ve daha ne günler göreceğiz bakalım.
Pes etmek yok! Denizli maçıyla devam.
Braga maçında olmayanların, Denizli maçı kadrosuna yazıldığı, Diaby’den Ljajic’e Burak’tan Gökhan’a bir 11 görmekteyiz. Maça sanki 89. dakikadaymışız da galibiyet golü arıyormuşuz gibi acele ve panik halinde başladık. Belki çabuk ve ani bir golle rahatlayıp oyunu ele geçirmek istiyorduk ama Ljajic’in ve Burak’ın topu alıp gitmesi gereken yerlerde pas vermeyi tercih etmesi, hedeften sapmamıza neden oluyordu.
İlk 25 dakika yavan geçerken, Karius’un müthiş zamanlamasına, Burak’ın sırtı dönük pozisyonlarda aldığı topları kaptırmasına, ve Caner’in artık klasik haline gelen itirazlarına şahit oluyorduk.
Yarım saat devrildiğinde biraz kıpırdak gibi olduk. Önce Ljajic sonra Diaby ile gol pozisyonlarına girdik. Laf aramızda bu Diaby’nin kalenin ağzından topu içeri itememek gibi bir sorunu var. Net! Ve bizim topla bir türlü çıkamamamız! Ne işler açıyordu başımıza. Bu bağlamda yediğimiz bir frikiğin Karius tarafından çıkarılışı var ki, Denizlili futbolcular bile alkışladı.
Şapka çıkarıyoruz.
İkinci yarı başladığında daha hareketli daha sonuç odaklıydık ama gol yollarında yetersizdik. Yine bireysel yeteneklerin ön plana çıkacağı bir pozisyon bekliyorduk. Denizli ayağa pas yapıyor, ileride çabuk çoğalmaya çalışıyor, bu sebeple orta sahada bıraktığı boşluklardan da Beşiktaşlı topçular yararlanmaya çalışıyordu. Bir ara baktım Caner çıktı, N’Koudou girdi oyuna.
Ve Diaby’ye yapılan hareket. Rakip direkt oyundan ihracını gerektirirken, hakem Yankaya’nın olayı pasifi ze etmeye çalışması ve sarı kartla geçiştirmesi tepkilere neden oldu. Taraftar, tepkisinde haklıydı ve çifte standart uygulanıyordu.
Bu arada N’Koudou’nun oyuna girişiyle atak çokluğu ve heyecan birikmişti Denizli kalesi önünde. Gol göz kırpıyor, geliyorum diyordu. Baskılı oyun ve istek golü getirdi nihayetinde, girer girmez kendini hissettiren N’Koudou’nun topla buluşması, topu çekmesi ve topa vurması kusursuzdu: 1-0.
Maç golden sonra, “Gol oldu, maç bitsin 2-3 gün dinlenelim” moduna büründü. Ve öyle bitti. Tepeyle puan farkını kapatma adına önemli bir galibiyetti, futbolcu arkadaşlara teşekkür ederiz.
Akşam
