ŞAFAH MAHMUT YAZICIĞLU...
"Bir sıralamam vardı ancak benden evvelki konuşmacıların sözlerinden dolayı sıralamayı değiştirme zarureti doğdu. Gerek yönetim kurulu içerisinden, gerek de kongre üyelerinden Tamer Mert değil mi? Tamer abi... Doğru bir şeye değindin ama içinde yanlış bir şey söyledin. Söylüyorum. Kendisi çıkıp hiçbir hizmeti olmadığı halde bir bedelden bahsetti. Abi ben senin niyetinin ne olduğunu tahmin ettim ama insan burada çok heyecanlanıyor. Ben ilk defa genel kurulun karşısına çıkıyorum. Kız ister gibiyim şu an. Yani ben anlıyorum seni. İki milyonla alakalı dediniz ki hiçbir hizmeti olmadığını söyledi. Mertçe ama dedi benim hiçbir hizmetim olmadı değil. Ben 2016'da seçildim. Ondan evvel Beşiktaş Kulübü'nün avukatlığını üstlendim. Beşiktaş Kulübü'nün avukatlığını üstlendiğim esnada da Sayın Başkan Ahmet Nur Çebi'yle beraber çalıştım. Fikret Başkan bana işlerimi onunla yürütmem gerektiğini söyledi. O zaman o dönemde de çok da iyi çalıştık. Kendisi de burada. Bir kuruş avukatlık ücreti talebim olmadı. Yiğidi öldür, hakkını ver. Bunu da her yerde söylüyor.
AVUKATLIK ÜCRETİ TALEBİM OLMADI
Ama yalana yanlışa gerek yok. Hiçbir avukatlık ücreti talebim olmadı. Yönetici olmadığım zamanlarda. Birçok davaya baktım. O bahsettiğiniz makbuz karşılığı kadar benim ofisim. harç ödedi. Sadece davalarda baktığım davalarda. Sadece bir tane aktif reklam davasında kulüp başkanının yöneticilerinin odalarındaki bilgisayarlara kaldırıldığı dönemi hatırlar. o malların geri gelmesi bana sorarsanız o bedelin çokça üstüdür. Iade-i itibardır. O davalarda bir TL para almadım. Günü geldi. Ben sonuç itibariyle Beşiktaş. ortaklı bir hukuk bürosunun da bir ortağıyım. Diğer ortağım Beşiktaşlı olmak zorunda değil. Dolayısıyla Beşiktaş kulübü burada bedel ödemek zorunda kalırsa belki içinizde en büyük. rakipliği en büyük hatayı yaptın Yalçın abim burada. O da bana buradan büyük meslektaşım olarak hak verir. Benim ortaklarım Beşiktaşlı olmak durumunda değil. Dolayısıyla ben başkanım bunu lütfen yanlış. ben bir mamul satmıyorum. Bir ürün satmıyorum. Ben hukukçuyum, hizmet satıyorum, avukatlık yapıyorum. Velev ki ortağım Fenerbahçeli, Trabzonlu. Bir para hak edildi. Kendi hisseme düşen kadarını almam. Ama adam isteyebilir geri kal. değil mi? Var mı itirazı olan arkadaşlar? Bütün genel kurula sesleniyorum. Bir dakika. Hiç girmeseydik daha iyi değil. Girdik. Hakkımızı verdik. Beşiktaş Kulübü'ne kazandırdık. Oraya da geleceğim.
BEN VE ORTAĞIM VAZGEÇTİ
O zamanki yine akıl hocam, Fikret Başkan, Ahmet Başkan. Yasal olarak sorun yoksa, problem değil. Sonuçta hak edişimiz. Bizim hak edişimiz. E ben kendi hakkımdan vazgeçmişim benim ortağım da. vazgeçmiş. O ben bilemedim ki yarın başına bunlar gelir. Şimdi bakın bu Beşiktaş Kulübü. Şu anda da Beşiktaş Kulübü'nün bünyesinde çalışan beş tane. tane avukat vardır. Ama atıyorum özel bir ihtisas dalıdır. SPK Spor hukuku dışarıya verilir bu işler. Yani şimdi tam olarak bilmeden bunlarla ilgili yorum yapmayalım. Ne olur? Gerçekten bu işler bunda bu zamana kadar doldu, bundan sonra da olacak. Ihtisas. ekilen işler vardır. Ilgilisine verilir. Kulüp menfaati için verilir. Kimse kulüp menfaati aksine göre hareket etmemiştir.
BAŞKAN MERTÇE DAVA AÇTI
İddia ettim. İki sene oldu. Aynı zamanlarda sayın başkanla alakalı da bir takım iddialarım oldu. Sayın Başkan gitti. Mertçe dava açtı. Tazminat davası açtı. "İftira atıyor bana" dedi... Sevgili yöneticim, siz niye dava açmadınız? O kadar abdestinizden şüpheniz yok. Tam iki senedir bundan dolayı başıma gelmeyen kalmadı. Cevap hakkımı kullanıyorum. Siz de dava açsaydınız. Sayın Başkan dava açtı. Sonucu ne olduysa oldu. Hiç reklam mı ettim? Ortalığa mı döktüm? Karşısına çıktım, savunmamı yaptım. Sonucu bende saklı. Boş verin. Huzurunuzda teşekkür ediyorum Ahmet Nur Çebi'ye.. Her yerde, her mecrada basın mensuplarının yanında bu işle alakalı, bu arkadaşın bir lira menfaati yok. Ben şahidim dedi. Başkanım, muhatap almayın diyorlar ama sizi muhatap alabilir miyim? Dediniz mi? Konuşuyorum. İsim de vereyim. Gazeteci Fatih Doğan, Fırat Güneyer şahitleridir. Arkadaş kalabalıkta yapılan kabahatin özrü tenhada dilenmez. Ben bir tek bir şey. ben çok iyi biliyorum ki 700 bin liralık çatı faturasının koskoca Ahmet Nur Çebi'nin şahsi menfaatiyle onu cebine koymayacağını. Bir şeyi amaçladım. Beni anlasınlar. Ben de o 2 milyonda menfaatimle alakalı bir şey yapmadım. Tek bir tane derdim vardı. Beni anlasınlar. Amacım buydu. Çünkü herkes bana yükleniyor. Kimse çıkıp da bu işte bu çocuğun bir günahı yok demiyor. Bir tek derdim beni anlamalarıydı. Her şey burası Beşiktaş Kulübü arkadaşlar burada... Yeşilköy Yapı Kredi Bankası'nın önünden gelip benden parayı alan bu arkadaşımızın görevli. şoförü. Tamam mı? Tatmin oldunuz mu? Tatmin oldunuz mu? Şimdi eğer bu yoksa buyurun mahkeme. Ben de mesajlar var, fotoğraflar var. WhatsApp yazışmaları var.
KABAHATİN ÖZRÜ TENHADA DİLENMEZ
İsim de vereyim. Gazeteci Fatih Doğan, Fırat Güneyer. Şahitleridir. Arkadaş kalabalıkta yapılan kabahatin özrü tenhada dilenmez. Ben bir tek bir şey. ben çok iyi biliyorum ki yedi yüz bin liralık çatı faturasının koskoca Ahmet Nur Çebi'nin şahsi menfaatiyle onu cebine koymayacağını böyle bir saye. olmadığını, efendim ikinci pirimi, şahsi menfaat için almadığını, ben aptal mıyım, ben bilmiyor muyum? Bir şeyi amaçladım. Beni anlasınlar. Ben de o iki milyonu. menfaatimle alakalı bir şey yapmadım. Tek bir tane derdim vardı. Beni anlasınlar. Çünkü herkes bana yükleniyor. Kimse çıkıp da bu işte bu çocuğun bir günahı yok demiyor. Bir tek derdim beni anlamalarıydı. Her şey burası Beşiktaş Kulübü arkadaşlar burada.. Hangi para? Bekleyin abi bekleyin. Şafak Bey siz cevap vermeyin lütfen. Söylüyorum bekleyin.
İCRA KURULU BAŞKANI SANKİ BENDİM!
2017 tarihli icra kurulu toplantısında Sayın Başkanım sizin şahsi cep telefonunuza kararı gönderiyorum. Çünkü elden verdin mi muteber olmuyor. Icra kurulu kararında bir karar alındı. Orada iki tane teklif geldi. Bir tanesi icra kurulu üyesi eee hepimizin tanıdığı Ahmet Ataş abi bir teklif getirdi. Vodafone Park'ın eee. hizmetini veren eee şirket bir teklifte bulundu. Bir şirket daha teklifte bulundu. Iki şirket teklif getirdi. Üçüncü şirket yok. Bir tanesi dedi ki biz kira vermeyiz. Seksen bin avro kulüp, yatırım yapacak. Bunun karşılığında cirodan pay veririz. Öbür şirket de dedi ki otuz. bin lira kira verir, yirmi beş bin lira kira veririz. Yetmiş otuz. Ama evet orada bir yangın tertibatı demirbaş yapılması lazım. Bunu lütfen kulüp yapsın. Dedik ki yine icra kurulu başkanımız Ahmet. Türkmezgil seçil abi. Herkes icra kurulundan dendi ki o yatırımı arkadaş yapsın. Kiradan düşsün. Kirada yirmi beş değil otuz olsun. Verelim. Adam teklifi kabul etti. Kiraya verdik. Döndü dolaştı. Icra kurulu sanki benmişim gibi dendi ki bir tane meczup, bir gazeteci, Galatasaraylı bir gazeteci. Ya bu abisine verdi. Ya şimdi abime vermedim, nasıl ispat edeceğim? Kendimi yırtıyorum, değil, değil. yapıştı üstüme. Cevap vereyim. Aslında bunu da konuşmayacaktım. Buradaki üç kuruşluk mevzu konu değil. Gerçekten bunun kadar yüz iki milyon euronun yanında bunu konuşacak bir şey yok. Haklısınız ama niye konuşuyorum? Dünkü KMC raporunda doksan. milyon dolarlık fulya zararını görmezken ben Fulya Otoparkı gördüm. Orada bunu konuşmaya karar verdim. Neymiş? Iki bin dokuz senesinde burası seksen bin liraya kiraya verilmiş. KPM'cim tutmuş bulmuş bunu.. Iki bin dokuzda seksen bin liraya kiraya verdiğimiz malı siz nasıl iki bin on yedide otuz bin liraya, otuz beş bin liraya kiraya verirsiniz.
TAMAMI ALGI
Yüz iki milyonun içinde biri minik bir tırnak atmış. Aslında o minik tırnak yüz iki milyonun içinde para değil. O minik tırnak ne biliyor musunuz? Iki milyon otopark. Bunlar çünkü taraftar alıyor. Bunlar çünkü bilinen konular. Algı.. Güzel. Şimdi ben tuttum dün akşam baktım. Iki bin dokuz yılında seksen bin liraya kira verilmiş ama seksen kuruş tahsilat yapılamamış. Sekiz sene davası sürmüş. Adamı tahliye etmeye çalışmışız. Bilir. masrafı, avukatlık masrafı vesairesi külliyen zarardayız. Otoparkın geldiği, aldığı hasar, yangın söndürme sisteminin zararı osu busu saymıyorum. Iki bin dokuz yılında verilen kontrat külliyen Beşiktaş zararına kim kime vermiş. söylemiyorum. Rapor onları yazmıştır diye düşünüyorum. Döndüm iki bin on yedide bizim kiraya verdiğimiz rakamı dolar kurundan çevirdim. Dokuz bin altı yüz yirmi dolar. Bir baktım otuz on bir iki bin yirmi. revize etmişler kirayı. Mevcut yönetim ya madem zarardı. Tahliye taahhütnamesi var. Üç yıldır adamı niye atmadınız? Niye atmadınız? Itiraf atmaya gelince buyurun gelin. Algıyı yaratın.. Şimdi kaça vermişler biliyor musunuz en son revizede? Söylüyorum size. Dolara çeviriyorum, TL söyleyeceğim. Dokuz bin altı yüz yirmi dolardan inmişiz, dört bin yedi yüz on dört dolara. Altmış bir bin TL. Buyurun. Tamam. Bunların tamamı algı. Geldim. Aslında benimle hiç alakası olmayan bir konu. Dünkü raporu yüz iki milyon. Yani onun nasıl algı olduğunu size göstermek için anlatmaya çalışıyorum. Beşiktaş TV'yle alakalı bir sürü şey gördüm. Ben Beşiktaş TV'yle bir alakam yok. Beşiktaş çok da severim kendisini Candaş Tolga Işık o zamanki yönetim kurulundaki arkadaşım. Beşiktaş yüzünden de kavga ettim. Burada belki de gönlünü kırdım. Kendinden de özür dilerim herkesin huzurunda. Adamın altına attık Beşiktaş. ile ilgili. Öyle olmuş da böyle olmuş...
İBRANIN BİR ÖNEMİ YOK
Döndüm, elinde Allah'tan icra kurulu kararlara maille gelmiş ya. Bir de ben o maili kendi mailime yönlendirmişim. BCK com TR uzantısından kendime yönlendirmişim. Allah'tan elinde kalmış ki, bulamıyorum. Bulamasam ayvayı yedim. On sıfır beş, iki bin on yedi.. sıfır bir iki bin on yedi yirmi altı sıfır bir iki bin on yedi tarihli üç tane icra kurulu kararı var arkadaşlar. Beşiktaş TV'yle alakalı şirket kurulması şirket yönetim kurulunun Fikret Hanım'a, Ahmet Nur Çebi, Ahmet Ürkmezgil tarafından. Üç yüz seksen bin dolara Beşiktaş TV'ye ekipman alınması, dijitale geçmek için. Uyduyla alakalı şunun yapılması, bunun yapılması. Bu icra kurulu kararlarının da başkanım size gönderiyorum.. hepsini hem size başkanım hem size. Kayıtta dursun. Çünkü yarın bunlarla ilgili dava açılacak ya ben hepsine hazırlıklı olayım bugünden. Döndük. Yüz iki milyon.. Arkadaş, iki bin dokuz, iki bin on dokuz. Toplamı yüz iki milyon euro. Buraya koyduk. Herkes konuşuyor. Ya iki bin dokuz, iki bin on dokuz arasında bir yüzde otuz üçlük altmış. meşhur bir davamız var. Hiç mi yok? Beş milyonda mı yok? Doksan beş milyon bir tane dava on yılın tamamı yüz iki milyon. Nasıl içeri geçirmişler kulübü? KMC bir tane. Dalga geçiyorlar. Bana da saldıracaksınız belki yani. Hakikaten ben ultrason cihazın nerededir bilmem ama. Ultrason cihazını nasıl bulmuşsa bulmuş. Bunu bulmamış. Iki aydır siz şahitsiniz. Ben tam iki aydır çıkıp Twitter'da. her yerde işte o sohbet odalarında, televizyonda, gazetecilerle. Iki aydır ne diyorum? Son gün bu raporu çıkaracaklar. Ibradımiyle alakası olmamasına rağmen getirip algıyı yapıştırıp bütün mesele. etmemek. Etmeyin ibra. Sayın Başkanım siz de iki bin on ikiyle ibra almadınız. Ne oldu? Bakın bugün Beşiktaş'ın en şerefli görevindesiniz. İbranın bir önemi yok. Önemli olan itibar.
ŞİKAYET EDİN, ÖĞRENİN
Hep diyorlar ki nedir derdin? Niye bu kadar saldırıyorsun arkadaş? Benim çocuklarıma bırakacak. Bir tane büyük holdingim yok. Başkanım sizin gibi benim arkadan gelen bir devasa, demir çelik fabrikam da yok. Hiçbir şeyim yok. Benim bir tane itibarım var. Tosun. Tosun. Tamam mı? Benim bir tane itibarım var. Şafak Bey toparlayalım lütfen. Benim bir tane itibarım var. Şimdi siz bunu yapacaksınız. Ben yırtınıyorum. Ya arkadaş evinize hırsız girse.. Şafak Bey. Evinize hırsız girdiğinde suçüstü yakalansa, evde hırsız varken suçüstü polis yakalasa, suçüstü yakalasa polis. Adamı hastalar nezarette astılar, hapse atsalar. Yargılamadan evvel. Yargılamadan evvel adamın bir ifadesini alırlar. Savunmasını alırlar. Anladınız mı? Şimdi boş hayal yapmayın. Ya ne ifade aldınız, ne savunma aldınız? Bir gün evvelci raporu getirdiniz. Bana göre itibarı yok. Içine fulyeyi koymadınız. Zaten itibar. Ne yaptınız? Üç tane eee amatör şubedeki efendim sporcunun da kirası ödenmiş. Eee buyurun tamam kirası ödenmiş. Evler kime ait olduğu belli değilse adres belli yer belli. İçişleri Bakanlığı'na şikayet edin. Kim. tespit edin. Savcılığa verin. Tamamen algıya yenilin. Şafak Bey toparlıyorsunuz. Son cümleleriniz lütfen. Son cümlelerimi söylüyorum. Tamam sonuna geldim.
Bir tane daha, bir tane daha konum var. Sürekli tencit pilavı gibi geliyor, bir de yine eee KPMG raporunda, yine üstümüze yapışan on bir tane daire meselesi. Dinleyin ya on bir tane daireyi merak etmiyor musunuz?. Şafak Bey bitirin. On bir daire. On bir tane daire alınmış. Efendim? Şafak Bey bitirin lütfen. On bir tane daire. Genel kurulda konuşmayın lütfen. Sürekli Sayın Genel Sekreter. Ki ben kendi. başından beri de izliyorum, takdir de ediyorum Allah var yani bir şey demiyorum. Neyse adam çıkıyor onu konuşuyor. Bir tane on bir daire meselesi bitmiyor. On bir tane daireyle alakalı bir dakikanız var."
EMRE KOCADAĞ...
"Fikret Orman gibi bırakıp gitme. Bekle 2 dakika. Bekle madem iddiada bulunuyorsun. Algı yapma. Senin bize attığın çamurlar bize zaten bulaşmaz.. Bizi tanıyan tanıyor burada. Sen bu faturayı kestiğin zaman 'Avukatlık ücreti olarak aldım' dedin. Bin tane hikaye anlattınız. Fikret Orman da çıktı. Beraber bir yalan rüzgarı yaptınız. Taraftar soruyor. Haklı diyor ki 'Para nerede' diyor. Bu para senin paran mı? Usulünle kestim mi bu parayı, bu faturayı? Usulüyle kestiysen o parayı kime verdin? Ben seni o dönem tanımıyorum bile. Sen yönetimde bile değilsin.. Sen bana bırak parayı, bir tane çay ısmarladın mı acaba? Seninle 1 dakika muhabbetimiz var mı? Beni bu işin içine çekmeye çalışmanın mantığını da anlıyorum. Ben gereğini yapacağım zaten. Sen gerekli evrakları ver. Siz bu fatura olaylarını bu 100 milyonlarca avroyu dışarı çıkarmak için bir tezgah olarak oradan oraya verdiyseniz onu bilmiyorum. Onun hesabını da sen ve senin başkanın verir. Yani senin şimdi burada hesabı vermesi gereken Orman'ın kendisidir. Sana o parayla alakalı bir talimat verdiyse, o parayı da ona verdiysen gidip hesabını ondan sorabilirsin. Diğer konuları da mahkemede zaten hesaplaşırız. Öyle çamur izi kalsın modeliyle olmaz bu işler. Saygılar sunuyorum."
