Dünyada Ve Ülkemizde En Çok Rağbet Gören Spor Dalı Futbol
Aynı zamanda en kolay takım oyunu. En kolay eleştirilen, herkesin profesör kesildiği (kendimi de katarak söylüyorum) ayak oyunu Futbol.
Tüm Dünyada Ekonomisi En Yüksek Spor Dalı
Bunun gibi bir sürü klişe dizebilirim. Ülkemizde herkes uzman ama ihtisas yaptığı, öğrenim gördüğü, yıllarca emek verdiği iş kolunda değil de sadece futbol oyununda. Her bilgi, öngörü, fikir, bilmişlik iki dudağımızın arasında ama icraata gelince eser yok.
Yeni Spor Yasası Mecliste Hazırlandı Ve Kabul Edildi
Basında yazılanlara bakarsanız bu sefer bu iş tamam, her şey çok güzel olacak; Ama ne yazılı basın ne de televizyonlarda yasaya dair uzmanlarının bilgi verdiği bir yayın, söyleşi, bilgi göremiyoruz. Tabi adam akıllı araştıracak ve sorgulayacak basın mensubu da şimdiye kadar görülmedi, ya da ben göremedim. Kanunu en baştan savsaklamayız inşallah. Spor yasası tüm sporlardan sorumlu federasyon ve kurulları, bağlı bulunan spor kulüpleri tarafından doğru uygulanacak mı? Uygulanmazsa, yaptırımlar uygulanacak mı? Ümidim kırılmasın diyorum ama her tarafım alçıda.
Gelelim Üyesi Olduğum Beşiktaş Camiasına;
Aslında, bizim camiamız ülke şartlarına rağmen çok gerçekçi yapıdadır. İki üç Kara Kartal birbirlerini tanımasa bile, bir yerde karşılaştığında hemen her konuda tek vücut olur. Düşünceler, bakış açısı aynıdır. Lakin son zamanlarda ülkemizi sıkıntıya sokan nepotizm, bizim camiayı da fazlasıyla avucuna aldı. Maalesef bölünme ve çıkar grupları her şeyin önüne geçti. Oysa, BJK camiası böyle miydi? Beşiktaşlının hayat felsefesi bile renklerini taşır, Siyah-Beyazdır. Bizde grinin tonları ve renkler çoğaltılmaz. Bizim için ya yanlıştır, ya da doğrudur. Maalesef şu aralar boyacı kartelâsı gibi, her renk var. Kara Kartal yüreğinin en derin yerinden hissetmeyenin, camiaya bir şey verebileceğine inanmıyorum. Camianın üyeleri de para babalarını veya popüler isimlerin peşinden koşup, kulübü yönetip başarılı olmayı düşünüyorlarsa çok yanılıyorlar. Bu tezime inanmıyorlarsa, çok değil şurada 20-25 yıl geriye gitsinler. Efsane başkan rahmetli Süleyman Seba’yı ve yaptıklarını düşünüp örnek alsınlar. Daha yakın tarihte yaşayıp, unuttuğumuz ibret tabloları da var.
Doğruları söyledi diye o zamanki yönetim tarafından pasifize edilen divan başkanlarına ve eski yöneticilere şahit olduk. Tüzüğümüzün 47/J maddesinin, ‘Demokles’in Kılıcı’ gibi yönetimce kullanıldığını gördük. İnşallah yakındaki seçimde yönetim ve diğer kurullar, camiayı bilen ve tüzüğü iyi uygulayan kişilerden oluşur.
Yakın tarihte feda sezonunda satışa sunulan 25 TL’lik tişörtlerin, 5 TL’ye çakmalarını alanları da gördük. Bu tip uygulamaların, sonuçlarına tüm camia katlanmaya çalışıyor. Peki ya sorunlular nerede? Tekrar söylüyorum; Beşiktaş’ı yüreğinin en derininde hissetmeyen, kalbini ve beynini bu camiaya adamayan kişiler başarılı olamaz.
Sürç-i Lisan Ettiysek Af Fola
Saygılarımla.