


Beşiktaş...
Sözün özünde emeklerin, emekçilerin takımı...
Kime sorarsanız sorun, Beşiktaş denildiğinde “Halkın Takımı” ibaresini sizlere söyleyecektir. Çünkü, sokakta varolan her insanoğlu bu renklerde birşeyler bulur.
Gelelim konumuza...
Beşiktaş’ta bazı şeylerin yolunda gitmediği aşikar. Stadın bir türlü bitmeyişi, gelemeyen sportif başarılar falan filan... Peki bunlar gözle görülür, elle tutulmayan sebepler ya diğerleri ?
Televizyon kanallarında, “Beşiktaş’ın bir kuruşunu çöpe atmam.” Dedikten sonra yanlış transfer ve yanlış planlamalarla paraların uçup gidişi... İnsanoğluna demezler mi ? “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.” Diye.
Peki ya maaş konuları ?
Ayda, Beşiktaş’a maaliyeti 5 Bin ila 50 Bin TL arasında değişen masa başı yöneticilerinin maaşlarını gününde veya gününden önce yatırırken, Kartal Yuvası Mağazaları’nda Bin TL gibi bir rakama çalışarak ailesini geçindirmek zorunda olan personelinin maaşları neden 3 aydır ödenmez açıkcası merak edilesi. Tabiki kurumsal bir şirketiz, zararımız olabilir, kasada para olmayabilir. Peki neden bu yöneticilere gelince “var” oluyor da, çalışanlara gelince “yok” oluyor ? Sizce de tuhaf değil mi ?
Hemen hemen hergün, çeşitli lokasyonlardaki Kartal Yuvası Mağazaları’nda çalışan insanlardan mesajlar, telefonlar alıyorum. Hepsinin dediği tek bir konu, “Biz Beşiktaş’ı seviyoruz, ona aşığız. Mahkemeye veremiyoruz. Bu yüzden de bizim sevdamızdan faydalanıyorlar...” İşte olay tam da burada çözülüyor. Evet, onların maaşı yaklaşık üç aydır yatmıyor. Hangimiz, şuan ki iş yerinde üç ay maaş alamadığı takdirde çalışmaya devam eder ? Veya hangimiz elimiz kolumuz bağlı oturmaya devam ederiz ? Tabiki de hiç birimiz... Ama biz de renklerine gönül verdiğimiz Beşiktaş’ın birer personeli olsak, emeğimizin karşılığımızı alamasakta ona kızamayız. Kızamadığımız içinde duygularımız her zaman kullanılır. Çünkü bizlerin o koltuklarda oturup binlerle, milyonlarla oynayan –üyelik parasını yatıran insanların evraklarını yırtan- yöneticilerden tek bir farkımız var. Biz Beşiktaş’a parayla, ünvanla değil, sol yanımızdan yani gönlümüzden bağlıyız.
Umuyorum ki, bu yazı sonrası yönetim kurulumuz bu durumu organize eder ve yakın zaman da özellikle bayram öncesi, insanların mağduriyeti giderilmiş, emekçi emeğinin karşılığını almış olur.
Büyük Beşiktaş Camiasına ve bütün Kartal Yuvası çalışanlarına saygılarımla...
Erdener Karataş