İŞTE BEŞİKTAŞLI BAŞARILI YÖNETİCİ FİDAN'IN KALEME ALDIĞI ŞAMPİYONLUK ÖYKÜSÜ
Öyle bir şampiyonluk ki; İki ezeli rakibin de seni tebrik edecek, twitterda Bir FB’li ya da Bir Gs’lı olarak diye başlayan tweetler trend topic olacak,
Öyle bir şampiyonluk ki; Devraldığın Beşiktaş’ın kasasında para olmadığı gibi tarafına açılmış 172 icra dosyası ve 124 fiili haciz işlemi seni bekleyecek, üstelik bu alacakların yüzde 32’si sadece menajerlerin açmış olduğu davaların tutarına tekabül edecek,
Öyle bir şampiyonluk ki; En az 3 şampiyonluk geliri kadar tasarruf etmeni sağlayacak ‘Bankalar Konsorsiyumu’ anlaşmasını senin başkanın başlatacak ama bu başarıyı bile rakip takımın başkanına mal edecek dış güçlerle savaşacaksın,
Öyle bir şampiyonluk ki; Toplu üyelik aidatı yatırma işleminin geleceği satmak anlamına geldiği her genel kurulda dile gelecek ve sen tüm güçlere rağmen ilk defa toplu üyelik aidatı ödenmesini engelleyerek yeni bir uygulamaya başlayacaksın ama bu sosyal medyada haber değeri bile taşımayacak,
Öyle bir şampiyonluk ki; Göreve geldiğinde çalışan profesyoneller 6-8 maaş geriden gelirken sen tüm farkı kapatıp maaşlarda bir aya kadar geri gelirken hakkında hala maaş ödemiyor haberleri çıkaran bir güruh ile uğraşacaksın,
Öyle bir şampiyonluk ki; Bir önceki yönetimin yapmış olduğu kontratlar yüzünden kadro dışı bıraktığın oyuncuların yıllık maliyeti 50 Milyon TL olacak ve bu yüzden rakiplerinin transferlere harcadığı paranın üçte birini dahi harcayamayacaksın,
Öyle bir şampiyonluk ki; Taraftarın bile Takım Harcama Limiti kurallarını bir şekilde aş ve transfer yap derken sen namusunla tüm kurallara riayet edeceksin ve bu yüzden de bir kısım taraftarından tepki alacaksın,
Öyle bir şampiyonluk ki; Hocası Covid çıkmış bir takıma sağlığın her şeyden önemli olduğunu hatırlatarak, yeniden test ol güvende olalım dediğinde hem red cevabı alacaksın hem de tepkisiz kalanlara bakakalacaksın,
Öyle bir şampiyonluk ki; UEFA’nın 72 saat kuralına rağmen defalarca 65-70 saat aralığında dinlenemeden bir sonraki maçına çıkacaksın,
Öyle bir şampiyonluk ki; Tarihte ilk kez aynı hakemi arka arkaya senin maçına verecekleri yetmiyormuş gibi kaybettiğin maçların hakemini senin maçına tekrar atamak için can atan bir kurul ile savaşacaksın,
Öyle bir şampiyonluk ki; Sporcu sağlığı için sahanın sulanmasını isterken bunu avantaja çevirmeye çalışan bir takımın sahasında seni şampiyonluğa taşıyacak olan golcünü sezon sonuna kadar kaybedeceksin,
Öyle bir şampiyonluk ki; Sezon başından 35inci haftaya kadar, üstelik sezonun neredeyse yarısında liderken, seni hiçbir zaman şampiyon ilan edemeyen ama transfere en fazla parayı harcayan rakip takımını her defasında sezonun şampiyonu olarak gören bir medyaya karşı savaşacaksın,
Öyle bir şampiyonluk ki; Sıkıştırılmış bir sezonda toplamda 47 maç oynayarak 103 gol atacaksın,
Öyle bir şampiyonluk ki; Bazı maçlarda benchde oturacak yedek oyuncun dahi bulunmayacak ve tüm sezon boyunca sadece bir kez beş oyuncu değişikliği hakkını kullanabileceksin,
Öyle bir şampiyonluk ki; Misafir olarak gittiğin bir deplasman stadında protokol diye adlandırılan tribünden maç izlediğin locanda sana saldırılacak,
Öyle bir şampiyonluk ki Rakip takımı tutan bir işadamı maç öncesi kendi takımının futbolcularına prim vereceğini açıklarken sadece bakakalacaksın,
Öyle bir şampiyonluk ki; Transfer yapamadığın için altyapından 5 oyuncuyu sezon boyunca kamp kadrosuna dahil edeceksin ve bunlardan birini maçların çoğunda oynatırken, 19 yaşına yeni basmış bir kaleciye de tüm sezon boyunca kaleni emanet edeceksin,
Öyle bir şampiyonluk ki; Geçen sezon kadronda astronomik rakamlara oynayan oyuncularını bedavaya başka takımlara vereceksin, orada da sadece seninle olan maçlarında ilk 11 oynayarak tüm maç seni provoke etmek için uğraşacaklar,
Öyle bir şampiyonluk ki; Yayıncı kuruluş senin hocandan bahsederken ‘X şahıs’ diyecek,
Öyle bir şampiyonluk ki; Sezon başında tüm yorumcular bu takım ilk üçe bile giremez derken seçimi kaybeden Beşiktaşlılar bile ilk beşi başarı olarak görecek,
Öyle bir şampiyonluk ki; Başkanın defalarca her demecinde ‘yönetim kurulumdan memnunum’ derken basın iki haftada bir seni olağanüstü seçime götürmeye çalışacak,
Öyle bir şampiyonluk ki; Şampiyonluk adaylığı olan rakip takımın Türkiye Süper liginde bir sezonda en fazla penaltı kazanan takım olacakken sen aynı sezon rakip ceza sahasına girme rekoru kırmana rağmen sadece yarısı kadar penaltı kazanacaksın,
Öyle bir şampiyonluk ki; Yayıncı kuruluş senin kritik derbi maçında ofsayttan gol yediğinde pozisyonu sadece tek açıdan görüntü vererek ofsayt çizgisini de o görüntü üzerinden çizecek,
Öyle bir şampiyonluk ki; Her maçında hakemleri de yenmek zorunda kalacaksın,
Öyle bir şampiyonluk ki; Seçimde hezimete uğrattığın kişiler, sırf zarar vermek adına, skor ne olursa olsun işe yaramayan yönetim kurulu olduğunu defalarca her ortamda tekrarlayacak,
Öyle bir şampiyonluk ki; Ligin son haftasında oynadığın takımın taraftarı şampiyonluk için yarıştığın diğer takımdan gol haberi gelince senin maçında tezahürat yapıp kendileri gol atmışcasına sevinecek,
Öyle bir şampiyonluk ki; Altyapından tarihinde ilk defa 8 oyuncunu A takım kamplarına yollamana, ilk defa mezun altyapı oyuncularını oynatma garantili sözleşmelerle kiralamana ve ilk defa yetiştirme bedellerini verirken tüm takımlarla bir sonraki satışlarından pay alarak sözleşme yapmana rağmen altyapının kulüplere peşkeş çekildiği tweetler troll hesaplardan durmadan paylaşılacak,
Öyle bir şampiyonluk ki ; 'Kazananı Alkışlarız’ diyen rakip takımların şampiyonluğunu resmi hesaplarından bile kutlamaya değer görmeyecek,
İşte bu yüzden normal bir şampiyonluk değil, “öyle bir şampiyonluk” bu 2020-2021 şampiyonluğu. Küflenmiş sisteme kafa tutan bir başkaldırışın hikayesi bu. Lobicilikle değil çalışmayla, hırsla, inançla gelen, bir kuruş hakkın yenmediği, ezilmişlerin, masabaşı oyunlarında dışarı atılmışların ümitlendiği, adalet sistemindeki terazinin altına takılı olan mıknatısların çıkartıldığı, tertemiz bir şampiyonluk bu şampiyonluk.
İyi ki varsın Beşiktaş,
İyi ki Beşiktaş’lıyım...
