Çok iyi araba kullanıyorsundur da bazen yetmez ya, hani karşıdan gelen kayışı koparmıştır ve senin yapacak hiçbir şeyin yoktur ya artık. Feriştahı olsan kabul görmez ya hani. Kazadır işte...
Trabzon maçı da bu klasmanda bir kaybedişti. Kazaydı işte. Hafif sağ çamurlukta sıkıntı vardı o kadar. Ve her şeye rağmen moralle gelmişti takım Antalya'ya. Ljajic ve N'Koudou ilk 11'deydi, Atiba vazgeçilmezdi ve Ghezzal kulübedeydi. Surları yüksek bir kalenin duvarlarını aşmaya çalışarak başlamıştık maça. Tünel kazdık olmadı, kancalı ip denedik yemedi.
Akşam Bekleyip Sabah Baskın Yapalım Dedik En Etkilisi Oydu
Rosier adlı savaşçının koç başıyla saldırışı vardı ki, getirdi, getirdi, "Al sen kapıyı kır" dedi Ljajic'e ama ona da kalenin bekçisi izin vermedi. Sonra bir ara N'Koudou'nun bire birde son adam olarak kademeye girdiğini gördük ki, anlaşılan değişik bir maç bizi bekliyordu. Aşırı katı savunmaya özel taktikler gerekiyordu. Zamanlaması yüksek Arap atları, ceza sahası dışı şutları, ya da sahanın boyunu uzatıp sıfıra inerek orta yapmak. Hiçbiri olmadı halbuki. Bir tek Josef'in mükemmeli vardı N'Koudou'ya, o da aşırı fantaziye kaçtı.
Larin'in boş kaleyi gördüğünde 40 metreden şut denemesi, öndeki arkadaşına topu vermemesi, adamların ilk geldikleri atakta gol yememize sebep oldu.
Çocuk, Welinton'la Vida'nın arasından kafayla gol attı iyi mi. Soyunma odasına giderken hakemle ilgili söyleyeceğim, şu olabilir. Dokunmadımlara "Faul", dokunmatiklere "Devam" demesiydi. Ve inisiyatif hakkını hep Antalya'dan yana kullanmasıydı. İkinci yarı başlarken oyun ve oyuncu değişikliği yapmadık. Yine 80 kişiyle kapanmış Antalya'ya anahtar arıyorduk! Bu minvalde, Atiba, Ljajic, N'Koudou hariç Oğuzhan, Ghezzal, Mensah dahil oldu. Dakika 60'tı işin şaka kaldırır yanı kalmamıştı. Rakibin zaman zaman "Gol atarım" düşüncesiyle çıkıp top kaptırdığı dakikalarda hızlı oynamamız icap ediyordu ama biz bu işte yavaştık. Veysel, 2. sarıdan kızardı. Kimse tek kelime etmesin. Hakemin ender verdiği doğru kararlardan biriydi zira. O kırmızıdan doğan serbest vuruşta, ki kaleyi yıkmak için böyle mancınık lazımdı, Ghezzal'ın ortasında Vida, surları kırdı: 1-1
Beraberlikten sonra kale ve kaleciyle temas çoğalmıştı. Antalya'nın bu ilkel futbol anlayışında direkler bile küstü bize. Oynadığımız her takım kalecisinin panter kesilmesi bir yana, takımların ayrıca ekstra hırs yapması da bir yana şubatın bu ilk haftasını kenara yazın. Ne uğursuzluktur arkadaş ya!
Akşam
