FENERBAHÇE'NİN YENİ BAŞKANI ''AJAN'' OKULUNDAN ÇIKTI!

Sadettin Saran'ın CIA’nın soğuk savaş yıllarında, örtülü faaliyetleri için kullandığı Amerikan Okulu’ndaki mezuniyeti bir sır gibi saklandı...
Haberin yayılanma tarihi:24 Eylül 2025, Çarşamba

NEDEN SAKLANDI?

Koç Holding’in patronlarından Ali Koç’u Pazar günü yapılan seçimde yenerek Fenerbahçe Başkanı seçilen Steven Sadettin Saran’ın yaşam öyküsünde açıklamadığı eksik halkanın Ankara’da Balgat’ta bulunan Amerikan Okulu olduğu ortaya çıktı.

Sadettin Saran’ın hangi üniversiteden mezun olduğu biliniyor ancak Balgat’ta ABD Hava Kuvvetleri’nin 1950’lerde lojistik, ikmal gibi askeri amaçla kurduğu ANKARA, TUSLOG DETACHMENT-30 (TUSLOG DET-30) üssünde yer alan ve CIA’nın soğuk savaş yıllarında örtülü faaliyetlerinde kullandığı Amerikan Okulu’ndaki mezuniyeti bir sır gibi saklanıyordu.

Amerikan Okulu’nda Saran kardeşlerin üçü de okulun yıllıklarındaki fotoğraf karelerinde sıkça yer alıyorlar. Keskin’in Kepirli köyünden olan Özbek Saran ve Amerikalı anne Geraldine Saran’ın 4 erkek çocuğunun en büyüğü oğlu olan Steven Sadettin Saran iki erkek kardeşi ile aynı anda Amerikan Okulu’nun yıllıklarında ABD’de aldıkları isimlerle yer alıyorlar. Saran kardeşler Amerikan Okulu’nda Steven, Mike ve Philip olarak tanınıyorlar. Yıllıklarda en küçük kardeş ile ilgili bir bilgi yok, ancak en küçük kardeşin de 1993’te kapanan okulun son dönemine yetişmiş olabileceği konuşuluyor.

HER ŞEY KIRIKKALE’DE BAŞLIYOR

Hikâye aslında Kırıkkale’nin Keskin ilçesinden Darüşşafaka Lisesi’ne oradan da Amerika’ya üniversite eğitimi için giden baba Özbek Saran’ın, Amerikalı Geraldine Saran ile evliliği ile başlar. Darüşşafaka Lisesi’nden Amerika’ya gönderilen Özbek Saran, ABD’de Colrado School of Mines’da üniversite eğitimini tamamladı. Amerika’da petrol endüstrisinde çalışmaya başlayan Özbek Saran, ilk çocuğu Steven Sadettin Saran 1964 yılında ABD’de dünyaya geldikten sonra ailesi ile birlikte Türkiye’ye yerleşti.

Baba Özbek Saran Türkiye’de aralarında Akdeniz Gübre Sanayi, Çukurova Holding, İstanbul Gübre Sanayi A.Ş. önemli sanayi kuruluşlarında mühendis ve üst düzey yönetici olarak görev yaptı. Amerikalı anne Geraldine ise çocuklarının eğitim hayatı ile ilgilendi. Saran kardeşlerden ilk üçünün (Steven, Mike, Philip) Amerikan Okulu’ndan mezun oldukları Amerikan Okulu’nun yıllıklarından anlaşılıyor. Saran kardeşlerin en büyüğü olan Steven Sadettin Saran’ın ve kardeşlerinin sporcu geçmişlerinin kaynağının da güreş dahil çok sayıda branşta öğrencilerin yönlendirildiği Amerikan Okulu olduğunu anlıyoruz.

Steven Sadettin Saran hem futbol hem de güreş takımlarında yer aldığı görülüyor. Mike Saran’ın ise müzik gruplarını da tercih ettiği yıllıklardaki fotolardan anlaşılıyor.

Amerikan Okulu’nun henüz kurulduğu 1957-1958 yılında okul yönetimi öncelikli olarak spor salonu arayışına girdi. Ancak Ankara’da o tarihlerde sadece Kara Harp Okulu’nun kapalı spor salonu var. Türk makamlarının da devreye girmesiyle Amerikan Okulu’na basketbol ve voleybol maçları için Kara Harp Okulu’nun kapalı spor salonu tahsis ediliyor. Amerikan Okulu’na yakın konumdaki Kara Harp Okulu Spor Salonu’nda “Trojans” olarak adlandırılan Amerikan Okulu’nun basketbol takımı “ponpon” kızlar desteğinde hem antrenman yapıyor hem de ikili müsabakalar gerçekleştiriyor.

‘SOCCER’ MÜSABAKALARI BAŞLADI

1957 yılında Ankara’da kurulan Amerikan Okulu’nun kurucusu Jack E. Daseler Atatürk’ü laiklik anlayışı ile model almış ve Amerikan Okulu’nu da bilim ışığında yönetme iddiasıyla işe başlamıştı. Amerikan Okulu’nda temel derslerin yanı sıra okulda ilk yıllardan itibaren Türkçe dersleri verilmeye başlandı.

Okulda bu amaçla “Konuşmaker” isimli bir Türkçe-İngilizce gazete çıkarıldı. Seniors, Juniors, Sophmores, Freshmen, Eighth Grade, Seventh Grade sınıflarından oluşan Amerikan Okulu’nda her yaş grubuna uygun kulüpler kuruldu, müzik koroları oluşturuldu, atölye dersleri açıldı, geziler ve kurslar için de Amerika’dan onlarca her branştan öğretmen Türkiye’ye geldi. Türk-Amerikan Kulübü en fazla sosyal faaliyetler içine giren kulüplerin başında geliyordu. Amerikan Okulu’nun ilk yılında havaların düzelmesiyle birlikte Türkiye’deki Amerikan üsleri arasında futbol (Soccer) müsabakaları başladı. İncirlik, Diyarbakır, İzmir, Karamürsel TUSLOG’larında yer alan Amerikan Okulları ile yapılan maçlar adeta lige dönüşmüştü.

1958’lerden itibaren Amerikan Okulu’nda ev sahibi ülke ile yapılan etkinlikler, geziler, Türkçe eğitimi, halkla ilişkiler faaliyetleri adeta temel derslerin önüne geçmişti. Türkçe zorunlu ders olmakla beraber öğrencilere halkla ilişkiler faaliyetleri kapsamında sık sık Ankara’da çarşı-pazar gezileri yaptırılıyor, Türk halkı ile tanışmaları sağlanıyordu. Öğrenciler ise proje ödevinde olduklarını sanıyorlardı. Amerikan Okulu öğrencileri 1960’lardan itibaren Türkiye’ye gelen CIA kontrolündeki Barış Gönüllülerinin faaliyetlerine de gönderildi. Ankara’daki Amerikan Okulu bölge okulu durumunda olduğu için 1960’ların ortalarında öğrenci sayısı bin’e yaklaşmıştı.

1960’larda Türkiye’deki Amerikan karşıtlığının giderek artması ve üslere yönelik sol terör saldırıları, Amerikan Okulu’ndaki sosyal faaliyetlerin de daha fazla politize olmasına yol açtı. Artık halkla ilişkiler faaliyetleri kısıtlanmış okul adeta içine kapanmıştı. Kulüpler arasına SpyClup’lar (Ajan Okulu) bile girmişti. Dışarısı yerine daha güvenli olan okul yerleşkesinde Türk siyasetinde etkin kişilerle yapılan toplantılarla öğrencilerin Türkiye’ye olan ilgisi artırılmaya çalışılıyordu. Ankara’da Vietnam savaşı karşıtı Amerikalıları CIA’ya bildirmeyi kabul etmediği için Başkan Nixon tarafından görevden alınan ABD Büyükelçisi Macomber dünyadaki gelişmelerle ilgili, Türk gazetecilerden Metin Toker ise Türkiye’deki siyasi atmosfer ile ilgili analizler yapmak için Amerikan Okulu’na gelen konuklar arasındaydılar. Amerikan Okulu’nda her yıl siyasi senaryolar kulüp faaliyetleri arasında yer almaya devam etti.

CIA KONTROLÜNDEKİ OKUL

Türkiye’de1948 yılında JAMMAT (Amerikan Askeri Yardım Heyeti) kadrosu içinde gelen CIA görevlisi Elisabeth McNeil’in hayalinde Türkiye’de “komünizmle mücadele” amacıyla çok sayıda ABD üssünün faaliyete geçirilmesi ve üslerde halkla ilişkiler faaliyetlerinde görev yapmak üzere okullar açılması vardı. McNeill’e göre ABD, bölgeyi kontrol altında tutabilmek ve gerektiğinde müdahale edebilmek için Türkiye’de çok sayıda büyük üsler kurmalıydı. “Olmaz” denilen şey olmuştu; Elisabeth McNeil’in açılmasında ısrar ettiği, “En büyük hayalim” dediği ABD’ye ait Adana İncirlik Hava Üssü Türkiye’nin gözünün içine baka baka zorla açılmıştı. Türkiye’ye haber verilmeden 1943’te ABD elçisinin Adana’daki yazlık evi, OSS (Office of Strategic Services) tarafından Türkiye’nin de onayı alınmadan zorla üs haline getirilmişti.

McNeill bu büyük hayalini Adana’da gerçekleştirdikten sonra Türkiye’den ayrıldı. McNeil, Ankara’dan sonra Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nda (CIA) çalışmaya devam etti ve İran, Pakistan, Hindistan, Senegal ile Kolombiya’nın Amerikan büyükelçiliklerinde görev yaptı. McNeil’in büyük hazırlıklarını yaptığı Amerikan Okulu ise Balgat’ta 1957-1958 yılında eğitime başladı.

1956 yılında ABD Hava Kuvvetleri Avrupa’ya (United States Air Forces in Europe-USAFE) bağlı okullar yönetimi, Amerikalıların çocuklarının eğitimini Ankara Amerikan Eğitim Derneği Okulu’ndan devralmıştı. Balgat’ta Amerikan Hava Kuvvetlerine bağlı TUSLOG DET-30 üssünde Amerikan Yardım Heyeti’nin (Joint American Military Mission AidtoTurkey-JAMMAT) desteğinde açılan Air Force Dependents School (Hava Kuvvetleri Bakılmakla Yükümlü Olunan Okul-Amerikan Okulu), 1957-1958 eğitim yılını “Trojans Yılı” ilan etti ve öğrencilerini de “Trojans” olarak adlandırdı. “Soğuk Savaş” yıllarında Türkiye’de çok etkili olan Ankara’daki Amerikan Okulu, ABD’nin Türkiye ve bölge ülkelerindeki politik operasyonlarını yönettiği bir merkez haline geldi.

ANTİ-KOMÜNİZM MÜCADELESİ

Amerikan Okulu’nda yıllıklarından, bu okulda eğitim amacının çok ötesine geçen olayların yaşandığı ortaya çıktı. Balgat’taki Amerikan Okulu yönetiminde yer alan Amerikalı ve Türklerin profilinden 1950’lerden itibaren Türkiye’de ve yakın bölge ülkelerinde yoğun bir “anti-komünizm” mücadelesi verildiği ve bu amaçla kurulan Bağdat Paktı’nın (CENTO) operasyonlarında da bu okuldan yararlanıldığı anlaşılıyor.

Ankara’daki Amerikan Okulu yöneticisi generaller “komünizmle mücadele” kapsamında Türkiye’nin de kurucusu olduğu Bağdat Paktı’na ivme kazandırmak için dönemin DP iktidarına baskı yaptı. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes Bağdat Paktı için Arap ülkelerine ziyaretler gerçekleştirmek istedi ancak Mısır’ın büyük tepkisiyle karşılaştı. Bağdat Paktı Irak’taki askeri darbenin ardından CENTO adını alarak merkezini de Ankara’ya taşıdı. CENTO tüm faaliyetlerin Türkiye üzerinde yoğunlaştırarak Amerikan Okulu’nun tüm faaliyetlerinde destekte bulundu.

CENTO’nun Vietnam gazisi, yüzlerce Vietnamlının ölümünden sorumlu ismi Albay Richard E. Concha Ankara’da CENTO İstihbarat Başkanıydı ve sık sık Amerikan Okulu’na gidip geliyordu. Albay Concha Amerikan Okulu yıllıklarının hazırlanmasında teknik destek sağlıyordu.

Amerikan Okulu’nda sık sık politikacılar davet ediliyor, Türkiye’deki güncel gelişmeler ile ilgili konuşmalar yapılıyordu. 1970’lerde iş öyle bir hale gelmişti ki Ankara Belediye Başkanı okula ziyaret yapıyor, okul öğrencileri de Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından protokolle kabul ediliyordu.

Amerikalılar adeta yaşam tarzları ile dayattıkları “anti-komünizm” propagandası ile Türkiye’yi kendilerine bağımlı bir ülke haline getirmeye çalışıyorlardı.

Balgat Kirazlıdere’de Seferberlik Tetkik Kurulu ile aynı binada faaliyete başlayan Amerikan Yardım Heyeti’nin de yer aldığı (JAMMAT sonradan JUSMMAT Joint United States Military Missionfor Aid To Turkey) halka kapalı askeri üs bölgesinde 1957 yılında Amerikan Okulu için bir yerleşke oluşturulmuştu.

Amerikan Okulu, yurtlar, spor salonları, alışveriş merkezleri (PX) ile üs bölgesinde adeta giderek bir yaşam alanı kurmuştu. Amerikan Okulu’nun idari işletmesini ise ABD Hava Kuvvetleri’nin üslerdeki yer hizmetlerini yapan Tumpane şirketi yürütüyordu. Üslerde görev yapan Türk işçilerinin grevi sırasında gündeme gelen Tumpane Şirketi, grevi bastırmak için Türk makamları üzerinde baskı kurmaya çalışmış ancak sonuç alamamıştı.

Tumpane Şirketi’nin başındaki isim olan John D. Tumpane ise “baba Bush” olarak bilinen, 70’lerde Türkiye’de CIA görevlisi olarak çalışan ABD Başkanı George Helbert Walker Bush’un Yale Üniversitesi’nden yakın arkadaşıydı. “Oğul Bush” olarak bilinen ABD’nin Bush ailesinden ikinci Başkanı George W. Bush’un 2004’te Türkiye’ye ilk kez geldiği söylense de 1978’de eşi Laura ile birlikte Amerikan Okulu’nun mezunlar gününde olduğu ortaya çıkmıştı.

KULA İLK TEPKİ GENELKURMAY BAŞKANINDAN

Amerikan Okulu’nun istihbarat faaliyetleri yaptığı Türk Genelkurmayı’nın da dikkatini çekmişti. Amerikan Okulu’na yönelik ilk tepki ise 1966 yılında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Cemal Tural’dan geldi.

Türkiye’de ilk kez bir Genelkurmay Başkanı ABD’ye karşı açıktan tavır alıyor ve istihbarat faaliyetlerinde ve provokasyonlarda kullanıldıkları gerekçesiyle Amerikan Okulu’nun Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetimine alınması için emir yayınlıyordu.

Orgeneral Tural, neler taşındığı bilinmeyen PX’ler yerine ise PTT hizmetlerinin kullanılmasını istemişti. Orgeneral Tural’ın bu “şok” emri ancak 10 yıl sonra 1976 yılında gazetelerde yer bulabilecekti. Amerikan Okulu 1993 yılına kadar faaliyetlerini sürdürdü. Daha sonra TUSLOG üs bölgesinin kapanması ile de tamamen kapatıldı.

Ahmet Köprülü / OdaTv

YorumlarHiç Yorum Yapılmamış.     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

10 + 3 = ?

 




En Son Haberler
haber yazılımı: buki