Hikayemiz İlginç Şekilde Başlıyor Aslında...
Yıllar yıllar önce Fikret ORMAN başkan ve Ahmet Nur ÇEBİ 2. Başkan. Bağımsız üye arayışı var. Hem bağımsız olsun hem kontrol edilebilir ve yönetilebilir olsun, hem de düşük profilli olsun ki yönetime sorun çıkartmayan birisi olsun arayışında okların kendisine gitmesine yol açan düşük profil bulunuyor. CENK SÜMER!
Kendisinin vasat eğitimi ve iş kariyeri sayesinde hem de uslu çocuk olup sorun çıkartmaz, daha doğrusu çıkartamaz yapısı kariyerinde önemli bir kapı açıyor ve Beşiktaş’a bağımsız üye oluyor.
Pek de başarılı olmayan bir İnsan Kaynakları Şirketi var bağımsız üyemizin o zamanlar. Beşiktaş’a kapağı atmanın doğası gereği kendi PR’ını yaparak ve uslu çocuk rolünün hakkını vererek, kulüple akçeli işlere girişerek aranan elemanları bulma işini de alıyor. Ve en önemli icraatı, yani kendi geleceği için en önemli icraatı Seçil AYGÜN’ü CFO olarak Beşiktaş’a aldırtıyor. Fikret ORMAN dönemi hep güllük gülistanlık gitmiyor tabi, karanlık günler başlayınca çözülme de başlıyor ve başta Ahmet Nur ÇEBİ olmak üzere Fikret ORMAN yönetiminin önemli isimleri ayrılıyor yönetimden.
Her ikinci başkanın hayali olan başkan olma planları da yürürlüğe giriyor Ahmet Nur ÇEBİ’nin. Fikret ORMAN yönetimi, zaten isteksiz ve alel acele kurulmuş bir yönetim olarak yoluna kerhen de olsa devam etmekte ama yolun sonunun görüldüğü gözükmekte. Zaten vasat kurulmuş yönetim, kısa sürede doğal ömrünü tamamlıyor. İçinde Hüseyin Mican olan bir yönetimin uzun soluklu gideceğini zannetmek de ayrı bir romantizm, bunu da ayrıca yazarım.
Kongre Kararı Alınıyor Ve İki Adayımız Var Biri Ahmet Nur ÇEBİ İkinci Adayımız Serdal ADALI
Ahmet Nur ÇEBİ ekibi Serdal ADALI’nın Fikret ORMAN dönemi devamı olduğu algısıyla seçimi beklenmedik şekilde kazanıyor. Ahmet Nur ÇEBİ’nin de hazırlıksız olduğunun kanıtı ise en az Fikret ORMAN son dönemi gibi vasat bir liste ve yönetim Sürpriz seçimin ertesi günleri ortaya çıkmaya başlıyor. Fikret ORMAN yönetiminin başarısız olduğu en önemli konu, Finans ve Finans Yönetimi ve sürpriz şekilde Beşiktaş tarihinin en başarısız finansçısı CEO’luğa yükseliyor ve bir anda Fikret ORMAN Yönetiminin uslu ve vasat çocuğu Cenk SÜMER de önce A.Ş’nin başına getirilmek isteniyor.
Gelen Tepkiler Üzerine Murahhas Aza Olarak Erdal TORUNOĞULLARI’nın Altında Görev Alıyor
Ahmet Nur ÇEBİ nerede Cenk SÜMER orada durumu başlıyor. Sürekli tesislerde futbolcu ve hocalarla irtibatta kalarak kendine yaşam zemini oluşturma halinde. Süreç ilerledikçe basına demeç vermeler, takımın başında sorumlu olarak deplasmana gitmeler, transfer görüşmeleri ve teklifleri yapmalar gibi kendisinin çok üzerinde konulara girişiyor Fikret ORMAN’ın uslu prensi! Sebebi ufak bir araştırmayla öğreniliyor ki bu uslu ve vasat arkadaş, Fikret ORMAN’ın son döneminde ahbap çavuş ilişkisi içinde bulunduğu Seçil AYGÜN’le beraber Ahmet Nur ÇEBİ’ye gizli bilgi ve belgeleri sunmuş ve içeriden sürekli bilgi aktarmış. Adete bir Mata HARİ, adeta bir İlyas BAZNA.
Fikret ORMAN yönetiminin sonunun geleceğini bildiğinden, çift taraflı çalışmayı bırakıp tek taraflı çalışarak görevlerine ihanet eder bir şekilde gizli bilgi ve belgelerin sızdırılmasını sağlıyor. Büyüklerimizden duyduğumuz bir laf vardır aslında; ‘Haine yaptığının karşılığını verir gönderirsin, eğer kalırsa sana da hainlik yapar’ diye ama muhtemelen herkes atasözlerine aşina değil demek ki kendisi yükselişe adeta uçuşa geçiyor kulüpte. Genel olarak bakıldığında kendisinden hem YK hem de teknik ekip rahatız ama elinde, daha doğrusu Seçil AYGÜN’le birlikte ne tür bilgi ve belgeler var ki Ahmet Nur ÇEBİ kendisinden vazgeçemiyor? TV’de görüntü vermeler, televizyon ve gazete demeçleri, kendi ellerindeki trolleri kullanarak kişisel PR yapma gibi konulardan da geri kalmıyor hedefleri için.
Şampiyonluk Resminde Bile Sergen YALÇIN’ın Yanında Yer Alıyor
Ufak bir kusuru var; Geceleri alınan bazı sıvıların verdiği cesaretle, Clubhouse ve benzeri platformlarda egosuna yenilerek zaten ondan rahatsız olduklarını bildiği YK’yı eleştiriyor. Bu kayırlar birkaç YK üyesine ulaşınca ve sıvı etkisi azalınca da twitter üzerinde günah çıkarıyor.
Sonuca bakacak olursak, kendisini direk başkana bağlı ve YK’nın üzerinde gören prensimizin ufak bir paradoksal durumu da var. Kendisi, her ne kadar üst yönetici olarak görünüp hareket etse de kendisi aynı zamanda CEO nun altında çalışan bir kulüp profesyoneli. Yani belki de baştan beri amacı olan yönetici egosunu tatmin edip, aynı zamanda kötü giden işlerini bahane ederek Beşiktaş’ın bordrolu elemanı olarak baya bol sıfırlı maaşı da alıyor işin cabası olarak.
Yönetim Kurulu’nun Rahatsızlığıda Burada Başlıyor!
Ya yöneticilik elbiseni giy ve bizler gibi maddi destek ver, ya da iş ve görev tanımın neyse onu yap maaşını al kişisel PR işine girme diyor belli yöneticiler. Hem yönetim elbisesi giyip üzerine de Beşiktaş’tan yüksek maaş almak, çok yakışık almıyor açıkçası. Bir de kulağımıza yeni yeni gelmeye başlayan, futbolcu simsarlığı işi ve avukat arkadaşı üzerinden adrese teslim transfer yapma durumu umarım sadece yanlış bir duyumdur.
Sözün Özü; Belge/Bilgi sızdırma ile geldiğin yerde, hem yöneticilik yapıp hem de bol bol sıfırlı maaş alınması çok doğal değil. Beşiktaş’ımızın finansal olarak zor günlerden geçtiği bu süreçte umarım dünyadaki değişim dalgası Beşiktaş’ımıza da vuracak ve Beşiktaş hak ettiği gibi uluslararası kurumsallığa kavuşunca, ben de böyle yazılar yazmak zorunda kalmayacağım….
Hak Edene Saygılarımla
Hakan ÖNCÜL
