Çalışanları korkudan uyku tutmuyordu. Çoğu kişi “Yandık” diyordu. Yöneticiler de artık kamplara gelemiyordu Sahaya giren köpeğin sahibine antrenman, gazetecilere de idmanda sigara içme yasağı geldi. Kurallar ilk zamanlar ürküttü ama aslında şampiyonluk yolunun taşları tek tek döşeniyordu
Beşiktaş'ta Almanya'nın Bielefeld şehri, Marienfeld kasabasında şampiyonluk yolculuğunun ilk adımlarını atmaktaydı. Daha önce iki kez Beşiktaş'ı iki kez de A Milli Takımı misafir eden uğurlu kamp, şampiyonu yeni sezona hazırlamaktaydı. Beşiktaş'ta santrforun kim olacağı, Quaresma'nın gelip gelmeyeceği henüz netleşmemişti. Trabzon'un üst düzey operasyon çektiği Tolgay Arslan, Ahmet Nur Çebi ve Erdal Torunoğulları'nın gayretleriyle takıma kazandırılmış, kampa katılmış ve çalışmalar tüm hızıyla başlamıştı.
Ancak kampta Şenol Güneş 'terörü' esiyordu. Slaven Bilic'le rahat bir dönem geçiren personel ve futbolcuları adeta GÜNEŞ çarpmış herkes derinden sarsılmıştı. Şenol Güneş'i tanımayanlar ve kurallarla ilgili hassasiyetini bilmeyenler şaşkındı. Bazı gazetecilerin kamptaki ilk basın toplantısının ardından haklı taleplerindeki üslup problemlerine Güneş, "Anlaşmayı sizle değil Beşiktaş kulübüyle yaptım. Bir yanlışlık yok sanırım!" diye nükteli ama net mesajlar verip, herkesin çizgilere dikkat etmesi gerektiğini vurguluyordu. Personeli korkudan uyku tutmuyordu. Çoğu kişi birbirine "Yandık" der gibi bakıyordu...
Detaycı bir karaktere sahip olan Güneş takımında mükemmelliyetçilik istiyordu. Her şeye müdahale ediyor ve sınırları, kuralları ile çiziyordu. Farklı renk kıyafeti bırakın, eşofman içine giyilen tişörtlerde bile ahenk arıyor, uyarılar yapıyordu. Futbolcuları ve personeli bırakın, çimlerin üzerinde sigara gördüğü için gazetecilere idman sırasında sigara içmeyi bile yasaklamıştı. Antrenmanda sahaya giren "Bonibon" adlı köpeğin sahibinin dikkatsizliği şirin köpeğe de yasak gelmesine neden olmuştu.
KAMPTAKİ GÖREVİNİZ NEDİR MÜDÜR BEY?
Beşiktaş'ta Şenol Güneş'in takımla gelen yönetici modelini (o dönem Mete Vardar) kendi mi istemediği yoksa Başkan Fikret Orman tarafından mı hocanın etrafının boşaltıldığı hala ikili arasında belirsiz bir sır olarak duruyor. Ancak Güneş'in kampın ilk gününde kulübün muhasebe müdürünün yüzüne "Öcal Bey, siz niye kampa geldiniz? Burada ne göreviniz var, ne iş yapıyorsunuz?" demesi Şenol Güneş'in takımının etrafında çok fazla insan istemediğini gösteriyordu. Güneş, "İyi bitirmenin yolu iyi başlamaktır. İlk düğmeyi yanlış iliklerseniz sonrası da yanlış olur. Başta doğru ilikleyelim ki sonraki adımlar doğru olsun" diyordu.
Personel korkmaya başlamıştı, sinmişti. Oyuncular tedirgindi. Patron Bilic'ten çok farklıydı. Kendi yöntemleri vardı. "Patron benim ve buna uyan bizimle kalır, uymayan gider" diyordu. Kurallar netleşmeye, Güneş istediklerinin hayata geçtiğini görmeye başlayınca personelle arasında sağlıklı bir ilişki oluştu. Önyargılı değil, dürüsttü. Ayrıca beklenmedik ölçüde espriliydi. İyinin peşindeydi. Ona yardım eden, görevini eksiksiz yapanı kucaklıyordu. Kamp bittiğinde Güneş'in sertliğinin egodan değil, iş ahlakı ve kurallarından kaynaklandığını ileride sistem oturunca daha iyi anlayacaklardı. "Benim takımım en iyisine layık. En iyi yerde kalmalı, en iyisini giymeli ve yemeli" diyen Güneş kamptan döndükten sonra da tesislere 5 milyon TL yatırım yaptırarak sahayı ve tesislerin içini tamamen yeniletti. O gün Şenol Güneş'in belirlediği kurallar ve disiplin, Beşiktaş'ı şampiyonluğa götüren yolun temel taşları oldu.
İMZA VERMEDEN DUŞA GİTMEK YOK
Güneş'in kuralları birçok kişinin canını sıksa da ezberleri bozan uygulamaları vardı. İdmanların tamamını medyaya açıyor ve her türlü kolaylığı sağlıyordu. 300-400 km'den gelen taraftarları unutmamıştı. Onlara "Sizin sevginizin karşılığı yok" diyerek oyunculara ve personele talimat verdi. İdman çıkışı kimse taraftarlara imza ve fotoğraf vermeden duş almaya gitmeyecekti. Beşiktaş halkın takımıydı ve kurallara uyulduğu müddetçe takımından ayrı kalmamalıydı. Bu birliktelik şampiyonluğa giden yolun sevgi taşlarını döşedi.
TOLGAY SAKATLANINCA GÜNEŞ'İN GÖZLERİ DOLDU
Beşiktaş'ta her şey iyi başlamıştı. Güneş topla oynayarak, oynatarak farklı bir kondisyon yüklemesi yapıyordu. Hissettirmeden oyuncularının pestilini çıkarıyordu. Kampın yıldızları olarak Cenk, İsmail, genç Eslem ve Tolgay ön plana çıkmıştı. Güneş, idmanlarda değiştirdiği ve çalıştırdığı 4-1-4-1 sistemini Sosa-Tolgay ikilisi üzerine kurmuştu. Tolgay'ın idmanda çapraz bağları kopunca takım derin bir üzüntü duydu. Görenler Güneş'in belli etmemeye çalışsa da bu sakatlık sonrası gözlerinin dolduğunu ve çok üzüldüğünü nakletti.
Sabah/ Fatih Doğan