METİN TEKİN: Bir teknik adamın bu konulara girmesi gerekir mi tartışılır. Fakat herkesin kendisini ifade etmeye hakkı vardır, Şenol Hoca'nın açıklamalarına bu şekilde bakıyorum. Kulüplerin de kendisini ifade etme hakkı vardır, tıpkı Fenerbahçe gibi... Ben sadece orada bir ifadeye takıldım: "Taraftarın haklı olarak gösterdiği tepki..." Elbette taraftarın protesto etme hakkı şüphesiz vardır fakat küfür bir hak değildir. Bu ibare onu da kapsar, ben sadece bunu eleştiriyorum. Bir de taraftarlarla futbolcuları karıştırmamak lazım... Taraftarların takımıdır, futbolcuların ise mesleğidir bu. Bağıran taraftarlar da farklı avantajlarla başka işlere gitmiştir. Taraftar; oyunu, protesto edebilir, bu iş taraftar için yapılır ama küfür bir hak olarak görülemez. Dolara bile espri gözüyle bakabilirim ama küfür başka. Bir kulüp bir futbolcuyu yetersiz bulup gönderebildiği gibi futbolcu da başka tercihler yapabilir, bunda kötü bir şey yok.
LEVENT TÜZEMEN: Hasan Ali'nin, Milli Takım'da beraber oynadığı ve kendisinden büyük olan arkadaşı Gökhan'a girişini hiç beğenmedim. Böyle belki de beyin kanaması geçirtebilecek şekilde bir darbe olmamalıydı. Belli ki futbolcular Gökhan'a karşı doldurulmuş. Taraftara şirin gözükmek için yapmış olabilirler. Her faulden sonra rakip yere düştüyse diğeri gelip kaldırır normalde. Gökhan sakatlık yaşarken bir tane Fenerbahçeli gelmedi. F.Bahçe, G.Saray, Beşiktaş derbilerinde rakipleri hep kaldırmıştır. Ben bu gözle baktım. Fotoğraflara bakın, Gökhan'ın elini sıkarken Volkan ona bakmıyor. Bir kez bile Gökhan'ı kaldırmadılar. Tribünlerden çekindiler. Gökhan bu kulübe hizmet etmiştir yıllarca ve samimi bir şekilde üzülmüştür. Fenerbahçe taraftarının kendi tercihidir ama attıkları dolar bence çok doğru bir iş değil. UEFA, FIFA her pankarta izin vermiyor mesela. Gökhan, Beşiktaş'la avantaj sağlayacak bir sözleşme yapmadı.
GÜRCAN BİLGİÇ: Aynı şeyi Gökhan da yaptı geçen sene, elini sıkmadı Ersun Yanal'ın... Gitmediler yanına, cesaret edemediler çünkü. Aziz Yıldırım bu transferde Gökhan'a çok ağır yükler verdi. "Takımı şampiyon mu yaptı" dedi, direkt hedef tahtasına koydu. "Anlaşalım" açıklamasında bile Gökhan'ın kulüple anlaşma imkanı yoktu aslında. Yollar kapanmıştı. Maç öncesinde oluşan ortam tesadüf değil. Gökhan Beşiktaş'a gideli 5 ay olmuş, üç kişi çıkıyor, "Üyelikten çıkarılsın" diye dilekçe veriyor. Dolarlar basılıyor. Taraftarla, takımla problemi yoktu zaten Gökhan'ın. Aziz Yıldırım nasıl kişisel bir açıklama yaptıysa aralarındaki problem de kişiseldir. Fenerbahçe Kulübü'nden, takım arkadaşlarından ya da seyirciden dolayı gitmedi Beşiktaş'a Gökhan. Yıldırım'la yaşadığı problemleri tekrar yaşamamak için gitti. Caner'in açıklaması da çok kritikti. Inter'den dönerken, "Kendimi çok değerli hissettim" dedi. İnsanların kendisine değer verdiğini vurguladı. Caner'e de protesto olurdu maçta oynasa... Senden en büyük rakibine gitmiş oyuncuyu protesto edebilirsin, ıslıklamak çok doğal hakkın ama kimsenin kimseye küfür, hakaret etmeye hakkı yok. O adam senin 9 yıl formanı giymiş. Kan akıtmış o formaya... Milyonlarca Euro'su olan adama, "Para için gittin" diyemezsin. Bir de şu var: Beşiktaş'a bir oyuncu geliyor ve bu oyuncu Fenerbahçe Kongre Üyesi... Fenerbahçeli yani... Görsel yönetmenimiz Recep Güngör hatırlattı. Fenerbahçe Kongre Üyesi olan birine Beşiktaş taraftarı ne gözle bakar? "Geldi, parasını kazanıyor" der. Fenerbahçe Kulübü ve taraftarı bu protestoyu yaparak, Beşiktaşlılar'ın Gökhan'ı sahiplenmesini sağlamıştır. Aslında Beşiktaş'taki en büyük handikabı buydu ve taraftar bunu ortadan kaldırdı.
MURAT ÖZBOSTAN: Gökhan Gönül'e yapılanları doğru bulmuyorum... Her futbolcu birgün başka takıma transfer olabilir... Bu süreçte tartışmalar gel-gitler yaşanabilir ve sonuçta bir seçim yaparak başka takıma gidebilir. Bu, Gökhan için de geçerli. Fenerbahçe taraftarı hayal kırıklığı yaşamış ve oyuncuyu protesto etmiştir. Ama küfür kısmı ayıptır. 9 yıl oynayan bir futbolcuya, 90 dakika küfür etmek doğru değildir. Sakatlık yaşadığı bir anda üzerine yabancı madde atmak da doğru değildir. Buna bir tane Fenerbahçeli futbolcu da engel olmadı. Bu da çok ilginçti. Fenerbahçe yönetimi de bu protestolara destek vermiştir. Sonuçta yaşanan bu olay sonrası Gökhan Gönül'e Beşiktaş taraftarı daha büyük bir sevgiyle bağlanmıştır. Aradan iki gün geçti, sosyal medyada da Gökhan'a hala büyük destek ve sevgi var. Şenol Güneş, görev yaptığı her takımda her konuyla ilgili olarak düşüncelerini açık açık beyan etmiştir. Hocanın daha çok teknik konularda yorum yapmasını isterim. Fakat yönetim önemli konularda sessiz kalınca, Şenol Hoca da konuşma gereği hissediyor. Fenerbahçe Kulübü uzun bir açıklama yaptı... Hiçbir Beşiktaş yöneticisi ağzını açmadı. Hafta içerisinde de yazmıştım. Şenol Güneş yalnız kalıyor.
F.BAHÇE İYİ BİR ORTA SAHA ALACAK
GÜRCAN BİLGİÇ: Fenerbahçe hakikaten kötü bir dönem geçirdi ve yalnızca Lens'i aldı. Mesela Galatasaray derbisinde Lens ve Topal yoktu. Maç öncesi herkes "Acaba ne olacak?" diye soruyordu. Bu maçla birlikte oynanan oyun, mücadele, takımın birleşmesi, seyirciyi arkalarına almaları hedefe yürümek için çok önemli. Olmayan bir şeyi kazandırdı Advocaat. Yeter mi? Yetmez. Çok önemli bir orta saha oyuncusunun peşindeler Ocak ayı için. Büyük takımların önemli ama mutsuz oyuncularının peşine düşmüşler. UEFA engeli nedeniyle kiralamak istiyorlar. Oscar'a gitmişler, kulüp 'tamam' demiş ama oyuncu istememiş. Isco'nun durumunu sormuşlar. Bunlar demiyorum ama bu tip bir oyuncu olacak. Mesela Gomez gibi... Gelince katkı sağlayacak, birçok şeyi değiştirecek bir oyuncu. Derbide şaşırdığım taraf ise Beşiktaş'tı. Beşiktaş gibir takım hücumu düşünmeyecek, şut atmayacak! Maçtan sonra Fikret Orman, "Yenilmezliğimiz sürüyor" dedi. Yani oyunu değil, unvanı tercih ettiler.
METİN TEKİN: Derbide iki tarafın da stratejileri tamamen bu maça dairdi. Advocaat maç sonu söyledi zaten açıkça ama ilginç olan şu: Şenol Güneş normalde bu tip bir oyunu seçmez. Önceliği doğru savunmaydı. Topu kapıp hızlıca kaleye gitmek istemiştir ama olmadı. Savunma planı tuttu, bu maçla yalnızca yenilmezlik unvanını değil, 4 puanı da korudu. Bir yandan Başakşehir'le de 2 puanı korudu. Başakşehir'in beraberliği mutlaka iki tarafı da etkilemiştir.
LEVENT TÜZEMEN: Bence Başakşehir'in beraberliği tam tersine motivasyonunu artırması lazımdı. Beşinci dakikadan itibaren Fenerbahçe'nin coşku ve baskısı neden oldu buna. Beşiktaş yediği baskıda Fenerbahçe'nin silahını alıp rol çaldı, "Önce savunalım" diyerek... Geçen sene Beşiktaş'ın en çok kötü yönü savunmasıydı. Bu sene Şenol Hoca takımı değiştirmiş, bu sene daha kontrollü oyunu tercih etmiş. Bunu, Napoli ve Benfica maçlarında da gördük.
GÜNEŞ "ESAS MAÇ KİEV'DE" DEDİ
METİN TEKİN: Derbide şöyle düşündü Şenol Güneş ve Beşiktaş tarafı: Fenerbahçe'ye yenilmeyelim, kazanılacak maç Kiev maçı... Oraya bambaşka bir planla gidecek. İki maçlık bir paketti bu. Bir; ligde pozisyon kaybetmemek, bu beraberlikten geçer. İki; Kiev'i yenelim. Tek bakmadı Şenol Hoca, hem oyuncu, hem de oyun seçiminde... Paket program. Farklı bir plan göreceğimiz kesin. Şampiyonlar Ligi seviyesinde güvenlikli ve kontrollü oyunu bırakamazsınız kolay kolay. Hiçbir iddiası yokken Kiev gitti Napoli'ye, İtalya'da yenilmedi. Yine de Beşiktaş'ın elinde olması büyük şanstır, ipler elinizde. Belki tek galibiyeti var ama tek mağlubiyeti bile yok. Beşiktaş'ın üstesinden geleceğini düşünüyorum. Kiev'in iddiasının olmaması sadece bir avantajdır.
LEVENT TÜZEMEN: Beşiktaş'ın şöyle bir avantajı var: Avrupa Ligi garanti... Üçüncülük cepte çıkıyor maça. Bu, Beşiktaş'ın Avrupa'daki kategorisini belirleyecek sadece. Geçen sene Sporting maçı öyle değildi, berabere kalsa devam edecekken yenildi ve Avrupa'dan elendi. Böyle bir korku şu anda yok. Galatasaray gibi Avrupa Ligi'ne devam edebilir, orada da başarılı olabilir bu kadro bence. Bu gruptan Beşiktaş'ın lider bile çıkması lazım. Tek galibiyeti var. Değerlendiremedi bugüne dek fırsatları. Benfica'yı çevirmesi mucize, tamam da Kiev'e kaybetmesi de mucize. Yediği gol dakikalarına bakalım, ölü dakikalar bunlar. Hoca fikstüre kızıyor ama bu maç gerçekten PAF takımının gideceği maç olmalıydı. Eğer Kiev'i yenseydi derbide de her türlü riski alır, kazanmaya oynardı. Şampiyonlar Ligi'ni hedef koyuyorsanız birçok fırsatı kaçırdınız bugüne dek. Ben şansı şu anda yüzde 50 görüyorum, yüzde 51 değil.
GÜRCAN BİLGİÇ: Beşiktaş için şu da var: Tamam temposuyla, isteğiyle çok güçlü bir favori ama Caner ve Talisca gibi iki problem çözen oyuncusu yok. Geçen sene 0-0 giderken Gomez çıkıyordu, 1-0 yapıyordu, Sosa frikik atıyordu. Caner de Talisca da bunu yapıyordu. Bugün de bu problemi Dinamo Kiev karşısında yaşayacaktır, hissedecektir bu eksiklikleri. İlk maç büyük şanssızlıkla gitti, 1-0 öndeyken bir duran toptan 1-1 oldu. Bugün ise rakip sadece Kiev değil. -9 derecede oynanacak. Kiev takımı çok disiplinli, iyi kapanan ve vazgeçmeyen bir takım. Burada 1-0 gerideyken bile disiplinden kopmadılar. Bu maçta da Beşiktaş'ın çok sabırlı ve akıllı oynaması lazım. Bir de şans tabii...
Sabah