FUTBOL AKLI;
Takım planlaması....Kadro mühendisliği... Ve bunların ışığında er meydanı futbol sahası. Beşiktaş'a baktığımızda ne görüyoruz? Futbolcular birbirini tamamlıyor mu?
Takım kalitesi yeterli mi? Bunların hepsi maç maç ortaya çıkacak tabii ki Lakin iki üç maçlık seride takımın Feyyaz gibi futbol cini biri varken, Samet Aybaba gibi yıllarca takım çalıştırmış bir sportif direktör varken Ve van Gastel gibi yardımcı, Bronckhorst tarzı üst düzey hocalar varken önümüzü görmemiz lazım... Önceden, testi kırılmadan!!!!
Sonradan aklım başıma gelir şarkısı söylemeden, Takımda nispeten iyi işler yapıyorken Bu minvalde naçizane görüşüm Paulista'nın yanına Paulista'dan bir tık daha iyi şef/denge stoperinin şart olduğu... Nedeni, hocanın defansı orta sahaya çektiğinde Rafa Silva'nın ofansta yaptıklarını defanstan çıkarken de yapabilmektir...
Böylelikle Rafa'nın eli rahatlar Immobile'yi daha iyi besler kendine daha net alanlar yaratır... Felix Uduokhai gelirse ve bu özelliklere sahipse Alman futbolcu, Yönetimin Lugano maçından sonra değme silahşörler gibi çabuk davrandığını söyleyebilirim.. Bu iyi gelişme...
Devam ediyorum, Masuaku'nun önüne mutlaka sol açık alınması gerekmektedir... Hem de iş olsun torba dolsun sol açığı değil, Halis muhlis ekmeğini o çizgiden çıkaran eski deyimle net bir 11 numara... Ki Masuaku'nun ileri çıkıp da dönemez hallerine rast gelmeyelim... Tedarikli çıksın yerini kaybetmesin yeter...
Örnek olarak Lugano maçında Semih'in kesik yemesi benim anlattığım olaya cuk oturdu... O çizgi asla boş kalmamalıydı... Bronckhorst'un bir anlık yanlış piyonu kaldırması olarak yorumluyorum olayı...
Ve-l hasıl, Mevzubahis bu iki bölge mutlaka karantina altına alınmalıdır... Üçüncü olarak olursa iyi olur kısmını en sona bıraktım... Topla bize hücum etmeye kalkan rakibi karşılayamıyoruz... Otobandaki paralı geçişler gibi!!!
Vızır vızır orası.... O komite zayıf!!! der yazımı bitirir size iyi günler diler, Maça gidecek olanların full enerjiyle sahaya çökmesini dört gözle beklerim İyi tezahürat tur getirir...
Haydi rast gele.
NECİP UYSAL
Geçen sene F.Bahçe maçından sonra biraz netameli bir yazı karaladım Necip'le ilgili... Biraz kırılmış, üzülmüş... Aslında benim onu eleştirdiğime değil kullandığım bir cümleye içerlemiş...
Sonra daha geçenlerde ismi Bodrumspor'la geçtiğinde SAKIN dedim... Sakın bir yere gitme Beşiktaş'ta kal... Ve Beşiktaşlı Necip olarak anıl... Bas bas bağırdım...
Bir kere eleştirmiştim evet ama aynı zamanda Beşiktaş'la geçen bir hayatı haybeye ıskalamasına gönlüm razı değildi... Onun üzerine telefonda konuştuk... İnce, naif ve saygılıydı... Derdini anlattı... Dinledim...
Haklı olduğu yer çoktu... Ve taraftarın onu her seferinde idam sehpasına çıkarmasına anlam veremiyordu... Ona geçmişten bir sürü örnek verdim Yapması gereken hiçbir eleştiriye cevap vermemesiydi...
Taraftar haklıdır boynunu eğ yürü, işine odaklan kardeşim dedim... Zaten öyle yapıyorum taraftar başımın tacı her zaman, kelimem yok sana anlatıyorum abi dedi... Selamlaştık kapattık...
Hakkında o kadar çok konuşuldu ki başına bir şey gelmemesi mucizeydi... Sonunda çapraz bağları koparmış Beş ay yok... Valla içim bir tuhaf oldu suçluluk psikolojisine girdim... Ve işin garibi ne desem boş...
Allah'tan acil şifa diliyorum kardeşime... Bir an evvel sağlığına dönmen dileğiyle, Çok geçmiş olsun Necip kardeşim.
Akşam