Habertürk gazetesi yazarı Atilla Türker 07.07.2016 günlü yazısını başlıktaki gibi bitiriyordu, son söz diyerek. Soruya dönüştürme ise benden. Çünkü son günlerde Beşiktaşımızla ilgili bu tür tespitleri sıkça duyar ve okur olduk. Dolayısıyla merak ediyor, öğrenmek istiyor ve açıklama bekliyoruz. Gerçekten böyle mi diye?
Bu ve benzeri tespitler Erdal Torunoğulları’nın transfer komitesinin başından ayrılması ile stadın yapımında şaibeler olduğu konularında yoğunlaşmakta ya da çoğunlukla bu iki konu üzerinden yapılmaktadır. Birincisi gerçekten tuhaf bir iş. Şampiyon ve öykünülen kadronun kurulmasında çok büyük payı ve emeği olan Torunoğulları’nın bir anda dışlanması hala açıklanmaya muhtaç bir konu. Çünkü onun çabası ve başarısını biliyoruz ki yalnızca iyi sporcuları transfer etmekten geçmiyordu. Yanı sıra bir aracı kurum olan menajerlik yerine doğrudan sporcu ile görüşüp anlaşarak kadromuza katıyor, hem de kulübümüzü kazandırıyordu. İyi transferi her zaman yapabilirsiniz. Ama böylesi bir model ile yapabilmek önemliydi. Keşke sürdürebilseydik de Beşiktaş yine farklı ve yeni bir şeyle (sistemle) anılır olsaydı, bu kulvarda da yine rakiplerinin önünde yer alsaydı.
İkinci konu için bir şey diyemiyorum. Umarım o da tuhaf bir iş değildir. Stadın yapımında bir şaibe olduğuna her Beşiktaşlı gibi hiç mi hiç inanmıyorum, daha doğrusu inanmak istemiyorum. Ancak bu yaptırıcı fısıltı ve dedikoduların sonlanması içinBaşkan; Kongre ve/veya Divan Kurulu üyelerinden bir bağımsız kurul oluşturarak gerekli incelemenin yapılmasına fırsat tanımalı bu tuhaf şaibeyi ve olası yıpranmayı kulübümüz ile camiamız adına ivedilikle ortadan kaldırmalıdır. Başkanımızın bunu yapacağına inanıyorum. Eğer olmaz ise, bu sorumluluğu Divan Kurulu Başkanımızın üstlenerek gereği için uğraş vermesinin anlamlı ve yararlı olacağını düşünüyorum.
Beşiktaş’ta tuhaf işler dönmüyor, güzel ve olumlu işler oluyor yazılarının ve tespitlerinin daha da çoğalması dileği ile.