![](https://duydukmu.com/uploads/20250211055202_basliksiz-1.jpg)
![](images/fontkucuk.png)
![](images/fontbuyuk.png)
Maç yazımda da maçtan sonra yaptığım programda da Kalecimiz Mert Günok'un maç içerisinde yaptığı iki ölümcül hatayı yazmış/söylemiş ve bunu dönem dönem tekrarladığını belirtmiş, maçlara yüzde yüz motiveyle çıkması gerektiğini üstüne basa basa anlatmıştım...
Çok maç kurtardığının da altını çizmiş hakkını da teslim etmiştim... Hâlâ da bu yapıcı eleştirilerin olması gerektiğine inanıyorum...
Yalnız maçtan sonra yaptığı basın toplantısında seçtiği kelimeler ve kullandığı dil ne zamandır ihtiyaç duyduğumuz bir kaptan üslubuydu...
Takımını savunan, haksızlığa karşı dikilen, taraftarın isyanlarına kayıtsız kalmayan, değiştirilmeyen maç saati konusunda bizimle aynı şeyi düşünen bir kaptan profili bahşetti bize... Ciddi motiveymiş meğer....
Bu konuşmanın yürekten yapıldığı göz önüne alınırsa takım halinde bir ciddiyet bir inammışlık söz konusu.... Ve Nevzat Demir'de bir şeyler değişmekte...
Maç içinde yaptığı hatalara yönelttiğim yapıcı eleştiriler baki kalmakla beraber, maç sonu yaptığı konuşmadan ve çizdiği kaptan profilinden dolayı kendisini tebrik ediyorum....
Biz Beşiktaş olarak kendimizi ezdirmeyiz, çıkar soğuk havayı da hakemi de yeneriz... Ne yalan söyleyeyim içimizi ısıttı....
Kalede ve yüreğimizde devleşmen dileğiyle kardeşim.... Teşekkürler Mert Günok...
Nedir Çözüm? He! İki Gözüm... Sanadır Sözüm, Dinle...
G.Saray-Adana Demirspor maçı rakip takımın sahadan çekilmesiyle yarıda kaldı... Zaten kucağımızdan kaos eksik olmuyor nur topu gibi bir tane daha oldu!!!
Tabi hal böyleyken spor programları bu kaos dolu ortamı çekiştire çekiştire lime lime ettiler... Demirspor'un sahadan çekilmesini G.Saray'a operasyon olarak dillendiren de var, Türk futboluna darbe olduğunu savunan da...
Hele en demirbaş kanalın tekinde programın moderatörünün "tecrübeli hakemler el çektirildi, bu hatalar ondan" demez mi?
Bunlar ne yiyor, ne içiyor hangi dar pencereden bakıyorlar olaylara inanılır gibi değil?!!! Bir diğer eski futbolcu arkadaşın bu genç hakemlerle bu kadar demesi acayip boşluğuma geldi mesela...
Bu adam ciddi mi diye düşündüm durdum... Diğer kanala sahadan çekilen takımın başkanı katıldı... İsyan... Eyvallah da soruyorlar çözüm ne?
Konuşun, çekinmeyin, korkmayın diyor... Baba çözüm? I-ııh... Mesela bütün bu yaşananlara sebep olan penaltı pozisyonunun kahramanı (!) Mertens'in kaçıncı kere hakemi aldattığını, bunları idmanda bir ders gibi çalıştığını kimse irdelemedi...
Ya da VAR'daki arkadaşı kimin bulup getirdiğini?! Kaç haftadır bir sürü şaibeli pozisyona üç maymunu oynayan bu VAR ne iş? Çıkmaz sokak gibi, kimse o sokağa girmiyor.
Konuşa konuşa konuyu saptırıp yabancı hakem yabancı MHK'ya kadar getirdiler... Bakın! Ağalar, beyler.... Çözüm ortada siz çözmek istemiyorsunuz... Anlatıyorum duymazdan geliyorsunuz...
Bir daha anlatayım VAR KONUŞMALARINI ŞEFFAFLAŞTIRIN... Olsun bitsin... Tek atış, onikiden isabet... Çapraz sorgu sistemi, anında çek fişi...
Olaylı maçtan örnek verelim hemen... Mertens'in pozisyonu penaltı değil, değil mi? VAR çağırdı mı? Hayır... VAR'daki hakemi ertesi gün çağırıp işine son vereceksin...
Ya da VAR çağırdı gel seyret dedi mi orta hakeme? Dedi... Hakem gitmedi mi monitöre... Bu sefer hakemi çağırıp onun lisansını iptal edeceksin ve bütün konuşmalar şeffaf şekilde kamuoyuyla paylaşılacak...
Kesin çözüm size.... Kimse kılını kıpırdatamaz... Uygulayın görün... Daha konuşarak da genişletilebilir bunlar... Yani yeter ki çözmek isteyin...
Daha ne çözümler varda işinize gelmez!!!! Çünkü derdiniz futbol değil... Hadi eyvallah...
"Nereden Geliyor Bu Haset, İtici Hep Aynı Kaset?!!!
"Göreceğiz Cumartesi ne olacağını" cümlesinin sahibi Sergen Yalçın, biliyorsunuz... Beşiktaş teknik direktörüyken bir hafta sonra Hatay'la oynayacakları maça ithafen Hatay hocası Ömer Erdoğan'ı hedef alan bir çıkıştı kurduğu rest kokan bu cümle...
Yedi gol attık o cumartesi Hatay'a, konu kapandı... Biz kapandı zannettik devam ediyormuş meğer!?
Zira Ankaragücü hocası olduktan sonra Josef de Souza'nın Beşiktaş'tan ayrılmasına sebep olan o olaylı maçın kenar yönetimindeki kahramanı da o...
O kadar çok şeyle uğraşıyoruz ki camia olarak dikkatimize girmemiş malesef... En son Sivas'ta maç saatini 19:00'dan 16:00'ya alalım teklifi ne hayır deyip olumsuz yanıt verip çıkınca karşımıza, haaa dedik bir bakalım neymiş hocamızın derdi?
Öyle ya, Federasyon tamam demiş Sivas yönetimi tamam demiş Ömer Erdoğan "tamam değil" diyor... Niye? 13 maçın 11'ini gündüz oynamışlar halbuki Yalnızca ikisi 19:00'da oynanmış...
O iki maçta Beşiktaş maçı... O yüzden niyesi miyesi yok! Tabi dönüp baktık bir gerilere... Nereden geliyor bu haset?
Hep bu aynı itici kaset? G.Saray'da oynadığını biliyordum da 2009'da Bursa'da oynadığı aklımdan çıkmış...
Kornerlerde, hava toplarında tribünlerin gazıyla gelir gol atacağım diye itişip kakışırdı... O düştü aklıma... Düşünce de kaldırmadım açıkçası... İş belli oldu zira...
Akşam