Senelerdir Bu Fikstür İşlerinden Anlamam;
Hiç mantıklı gelmez bana... Bir derbi mutlaka sona denk gelir, Bir derbi ligin ortasına muhakkak,
Öbür derbi de ikisinin ortasına! Şaşmaz... Ne yani bir tek "muz orta"yı Atom Karınca mı yapıyor zannediyorsunuz?! Hiç peş peşe düşmezler mesela?!
Artık biz kendi ligimizde bunlara aşina olduk, eyvallah da, Bu sene Avrupa kupalarındaki eşleşmeleri görünce "yok artık" dedim... Bu nedir Allah aşkına?! Sekiz Avrupa kupası maçımız var ve her Avrupa dönüşü ligde deplasmana gidiyoruz...
"Avrupa dönüşü" deyince insanın aklı hemen yurt dışından gelişlere gidiyor ama bu öyle değil... İstanbul'da oynadığımız Avrupa maçlarından sonra da deplasmana gidiyoruz... Mesela 26 Eylül'de Hollanda'ya gidiyoruz,
Ajax'a... Geliyoruz, Bir Gün Sonra Kayseri'ye;
Frankfurt'la oynuyoruz İstanbul'da, peşine Antep'e gidiyoruz... Hele Fransa'da Lyon deplasmanı var ki, Dönüyoruz, uçak taksi yaparken Samiyen'e uçuyoruz! O derece...
Kim daldırmışsa kutuya elini, maşallah, vallahi malzemeden hiç kaçırmamış! Bu nedir ya?! Hadi bir tesadüf, iki denk geldi?! Üç? Dört? Beş? Harbiden yuh yani... Ayıp derecesi bu... Yedi asırlık kan davası olsa böyle olmaz...
UEFA'yı mail yağmuruna mı tutalım, ne yapalım, bilemedim... Eşitsizlik had safhada... Sırf Avrupa çizelgesinde de değil...
Bu mivalde bu eşitsizlik ligimize de yansımış. Fenerbahçe, Galatasaray 40 gece düğünleri gibi vallahi... Ellerini sıcak sudan soğuk suya değdirmiyorlar bile...
Kulüp yönetimi ne yapıyor, nasıl bir önlem almayı amaçlıyor, bilmiyorum... Lakin ivedilikle harekete geçilmesi lazım...
Başta yazışma, sonra gerekirse biz mail yoluyla baskı kuralım... Geçen de yazdım zaten, bizim grupta olmaması gereken bir takımla bile isteye maç vermişler... Bir de üstüne bu?! Yuh! Şiddetle protesto ediyorum...
Immobile'ye Verilen Sarı Hakkında...
Lige ara verildi ya, Sivas maçından sonra Beşiktaş yorumlarına pek bir cevap veremedik... Geçen gün şöyle bir göz attım kim ne demiş diye, Piiiiiiiii... Immobile'yi dar ağacına çıkarmışlar...
Niye? Maçın başında Sivas barajında yaşanan olaylardan dolayı... Olay molay da yok ha! Immobile, kurulan barajın arasına girmeye/bozmaya çalışıyor,
Sivaslı oyuncu da eliyle, diziyle rahatsızlık verip, kışkırtıyor adeta Immobile'yi... Bırak sarıyı, sözlü ihtar bile vermem...
Ama benim hakemim ne yapıyor? Alışmışlar ya her yere yatana kalkan olmaya(!) Bu Sivaslı da kendini yere atınca, "Vay çocuğu yere düşürdün sen ha!" diye koşup Immobile'ye sarı gösteriyor...
Azıcık toplum bilimi, birazcık davranış bilimi görseler, okusalar, hakemlerimiz O pozisyona değil sarı vermek, güler geçerdi...
Sosyal medyanın trolleri de fırsat bu fırsat deyip Immobile'nin kırmızısı üzerinden Beşiktaş'a saldırdılar... Saldırın! Rüzgar kayadan yalnızca toz alır... (Haaaa! Immobile'ye bu tür saldırılar çok olacak.
Menajerinden ricamız, sinirlerine hakim olması yönünde... Aman ha!!!) Görüyorsunuz Avrupa'da maç nasıl yönetiliyor? Sonuçlarını da görüyorsunuz umarım!!!
Barış Alper'in içinde bulunduğu durum, hakemlerin ligimizde yönettiği maçların günah gecesi adeta... Ve futbolumuza cidden zarar veriyorlar...
Akşam