Ne oldu bu topluma? Atalardan, dedelerden gelen geleneklerimize ne oldu? Ensar, muhacir diyerek milyonları ülkeye kabul edeceksin, sonra da uyguladığın siyasetle kendi halkını ayrıştıracaksın.
Doğasıyla, coğrafyasıyla, güneşiyle örülmüş bir yurdun içinde yaşayan güzel insanlarına ne oldu? Hani, her zaman rahmetle andığımız büyük usta Yaşar Kemal’in dediği gibi “O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler” Mi?
Herkesin birbirini sevdiği, küçüklerin büyüklere saygısını, büyüklerin küçüklere sevgisini gösterdiği günleri daha dün gibi hatırlıyor ve bugün yaşananları gördükçe acaba başka bir dünyaya mı geldim diye düşünmekten kendini alamıyorum.
Birbirimizi Sevmediğimiz Gibi Adeta Düşman Kardeşler Olduk;
Acı olan da evrimin son yirmi yılda, sanki ülkemde tersine işler hale gelmesi oldu. Bu günlere nasıl geldik sorusunun cevabı net. Bugünlere biz gelmedik, getirildik. Bunun ana nedeni, siyasiler ve siyaset için kullandıkları gerilim yaratan çirkin söylemleridir.
Yönetenler; Sizler mazlum milletlere uzun yıllar örnek olmuş Uluslararası saygınlığı olan LAİK, DEMOKRATİK, SOSYAL, HUKUK devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni yönettiğinizin farkında mısınız?
Sizler, siyasete gökten mi düştünüz?
Bu soruyu neden soruyorum? Çünkü, ikibinli yıllardan önceki iktidarlarla hiçbir benzerliğiniz olmadığı gibi siyaset diliniz de onlara benzemiyor. Eğer yönettiğiniz ülke yurttaşını batılı uygar ülke insanı gibi görseydiniz, siyasi söylemlerinize özen gösterirdiniz. Demek ki Türk Halkını yurttaş değil, orta doğulu ümmet gibi görüyorsunuz!
Yazıktır... Günahtır...
Toplumun genç kuşaklarına, kullandığınız bu siyasi söylemlerinizle mi örnek olacaksınız? Cumhuriyet’in kuruluşundan ikibinli yıllara gelinceye kadar, ülkede siyaset yapanların birbirlerine olan saygıları ve kullandığı ifadelerin bir zarafeti vardı. O dönemde de eleştiriler vardı ama bu hiçbir zaman hakarete varmadığı gibi, hep düzeyli olmuştur. Rahmetle anıyorum İsmet İnönü, Demirel, Ecevit, Erdal İnönü, Özal ve Erbakan’ın ağzından asla hakaret içeren sözler duymadık.
Siyaset usta çırak işidir derler ama bu yönetimi görünce, bu sözlerin bu kardeşlerle örtüşmediği ortada. Bu yönetimin başındaki ustalık dönemim diyen büyüğümüzün ise çıraklık dönemindeki ustalarından bir şey öğrenmediği gerçeği de apaçık.
Bu ülkenin İçişleri Bakanı, bir TV söyleşisinde durup dururken Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a çok ağır hakaretler içeren sözler söyledi. Bu tür sözler bir bakanın ağzına yakışır mı? Bu söylemleri ile sırf siyaseti germekle kalmıyor, aynı zamanda da halkın siyasilere olan güvenini yok ediyorsunuz.
Sözünü ettiğiniz, Sayın Prof. Ümit Özdağ Bu Ülkenin yetiştirdiği çok değerli, son derece donanımlı bir bilim insanıdır. Tüm yaşamında etik olmayan hiçbir işin içinde olmadığı gibi, medyada da çarşaf çarşaf yer alan etik olmayan kirli işlere bulaşmış insanlarla da resimlerini görmedik.
Değerli Okurlar; uygar ve demokratik bir ülkede, bu tür yakışıksız sözlerle siyaset yapan kişilere asla rastlayamazsınız. Nasıl bir siyasi anlayıştır ki bu, yakışıksız söylemler sanki hiç sarfedilmemiş, sorumlu olan iç işleri bakanı da çok iyi bir iş yapmış gibi bazı bakanlar ve AKP’li yöneticiler kendisini kutlamak için makamına koşuştular? Bu mudur siyaset? Demek ki sizlerin nezaketten, zarafetten anladığınız siyaset bu!!!
Siyasi yaşamında nezaketi ile bildiğimiz Sayın Devlet Bahçeli, nasıl oluyor da bu hakaret içeren sözleri söyleyen Sayın Soylu’ya bu konuda destek veriyor?
Değerli Okurlar; ‘Kantarın topuzu kaçtı’ derler ya, aynen öyle oldu. Artık, bu tür hakaretleri bile kutlamaya koşan bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız. Bu destek ziyaretleri ile değişik kesimlere mesaj verilirken, bazı kesimlere de gözdağı veriliyor. Yani “Aklınızı başınıza alın !!!!” deniyor.
Peki Bu Hakaretler Havada Uçarken Bu Ülkenin Savcıları Nerede?
Toplumun büyük kesiminin diğer bir merakı ise bu yaşananlar karşısında, Sayın Cumhurbaşkanı’nın nasıl bir tutum sergileyeceğiydi? Gelin görün ki Sayın Bahçeli, İçişleri Bakanı’na arka çıkıp racon kesince doğal olarak ortalık hiçbir şey olmamış gibi sessizliğe büründü.
Bakanlığa veda ederken, geleceği gören ve o günden sonra da ülkede nelerin yaşanacağının sinyallerini “At izi, it izine karıştı. Allah sonumuzu hayretsin...” diye veren Sayın Berat Albayrak’a da selam olsun.
SON SÖZ: ‘Lafta ölçü bilmeyen, edepsizlikte sınır tanımaz.’ SADİ ŞİRAZİ