Yıl 1453 Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul’u Fethettiğinde 6 Yabancı Dil Biliyordu
Fetih sırasında kullanılacak topların teknik çizimlerini yapan ekipte yer alacak kadar matematik biliyordu.Fetih sırasında Ay’ın hangi durumda olabileceğini hesaplayabilecek kadar matematik bilgisine sahipti. İstanbul’u aldıktan sonra bilime olan inancıyla bu gün İstanbul Üniversitesi adını alacak eğitim kurumunu kuruyordu. Etrafından bilim insanlarını eksik etmiyor. Bir bilim insanından yeni bir şey öğrendiğinde bunu diğerlerine söylememesini tembih ediyor ve bu bilgiyi onlara da sorarak aralarında rekabet oluşturuyordu. Kimsenin dil ve dini inancına karışmadı. Sadakat demedi, “Liyakat” dedi, onun için de İstanbul’u o fethetti.
Yıl 2021 Eğitim Bakanlığı 7 Yıl Sonra Milli Eğitim Şurasını Topluyor
Şura bitmeye yakın Eğitim Bir Sen, “okul öncesi 4-6 yaşa din, ahlak ve değerler eğitimi” ile ilgili 4 madde öneriyor. Bu madde şura gündeminde olmadığı için komisyonda reddedilmesine rağmen Bakan Mahmut Öner’in onayı ile genel kurulda oy çokluğu ile kabul ediliyor ve tüm Milli Eğittim Müdürlükleri’ne gönderiliyor. MEB temel kanunu çiğnenerek “din eğitimi” yazılıyor. Cumhuriyet devrim yasalarından Tevhid-i Tedrisat yasası yok sayılıyor. Yani bir tür Sübyan okullarında “dini eğitim” yasallaşırken kurs yerleri olarak okullar gösterilse de cami, vakıf ve derneklere kapılar kapatılmıyor.
4-6 yaş çocuklara Diyanet İşleri Başkanı’nın istediği gibi MEB onaylı “okul öncesi diploması” da verilecek.
4-6 yaşlarındaki bu sübyanlara bu kurslar da neler öğretilecek?
Diyanet bile 248 sayfalık eğitici kitabında imamları, “4-6 yaş düşle gerçeği ayıramaz. Hayali oyunlar oynar. Ölümü 4-5 yaşlarında uzun bir uykuyla bir tutup yavaş yavaş ölümden korkmaya başlar” diye uyarırken, aynı yaştaki taze beyinlere, namaz, secde, abdest, hac, oruç, tevhit, kurban kesme gibi dini ibadetler öğretiliyor.
İlahiyatçı Yazar Cemil Kılıç Kurs Programını “Türk Çocuklarına Ana Dil Bilinci Sevgisi Aşılanmadan Arapça Kutsanarak Dayatılıyor
Bu program hilafet özlemiyle yeni bir toplum inşa edip yeni bir devlet kurmak isteyenlerce tasarlanmış, Türk Milleti’ni Araplaştırma Projesi. Çocuklar için tam bir pedagojik felaket” diye analiz ediyor. Sayın Diyanet İşleri Başkanı bir toplantıda büyük övgü ile “6 yıl öncesi, 4-6 yaşa başlattığı Değerler Eğitimi ile 10.000 sınıf ve 200.000 çocuğa ulaşıldığını müjdeliyordu. Türkiye’de 4-6 yaş arasında da 3.6 milyon çocuk var” diyor. (Bu bilgiler Gazetemiz Sözcü yazarı Sultan Uçarın köşe yazısından alınmıştır.)
Değerli Okurlar; 1453 yılında, genç yaşında İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet Han’ın o yıllarda bilimle ve bilim adamları ile nasıl iç içe olduğunu görüyoruz. 2022 Türkiyesinde ise 4-6 yaşlarında, henüz yaşama ait hiç bir değerlendirebilme yetisi oluşmamış bu yaştaki çocuklara, din eğitimi veriliyor!…
Amacınız, bu yaşta ki körpe beyinleri dini bilgilerle doldurup biat kültürünü oluşturarak, gelecek yaşamında akıl ve bilim yolunu kapatmak mı? Yoksa, İslami bir eğitimi mi amaçlıyorsunuz? Bu yaşta Türkçe karşılığının ne olduğunu bile bilmeyen bu çocuklara bu bilgilerin verilmesine Pedagoji uzmanları ne diyor?
Biat Kültürü İle Yetiştirilmiş Bu Çocukların İleride Davranış Biçimi İle İlgili Yapılmış Bilimsel Araştırmalar Var Mı?
Bu eğitimi almış çocukların orta eğitim başarıları ile ilgili bilimsel araştırmalar var mı?
Bu eğitimi almış çocuklar arasında, orta eğitimin herhangi bir döneminde eğitimini terkeden öğrenci veya öğrenciler var mı?
Bu eğitim vakıf, dernek ve cemaatlere bırakıldığında ileriki yaşlarda ne gibi felaketlerle karşılaşılacağı,
bir yurtta vahşice katledilen bir Üniversite öğrencisi, Elazığ’da Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara’nın intiharı, 29 Ekim’de asırlık Kabataş Lisesi’ndeki öğrencilerin Atatürk posterini bıçakla büyük bir kinle parçalayan gençleri görerek yaşıyoruz!
15 Temmuz Fetö Kalkışmasını Yapan O Alçak Hainler Nerelerde Yetiştiler?
Bu ülkede, belirli yaşlara gelip din eğitimi almak isteyen her yurttaş din eğitimi almakta özgürdür. Din bilgisinin orta eğitimde hangi konularda ve ne şekilde verileceği Cumhuriyet devrim yasalarından Tevhid-i Tedrisat yasası ile belirlenmiştir. Okul öncesi ve ilk öğretimde her türlü din eğitimi MEB tarafından verilmeli, asla cami, vakıf, dernek ve cemaatlere bırakılmamalıdır.
Ulu önder ATATÜRK ve arkadaşları, Cumhuriyet’i kurmuşlar, daima “Akıl ve Bilim” deyip, bunu da Demokrasi ve Laiklik ile taçlandırmışlardır. 84 milyon yurttaşın kendi inançlarını ve ibadetlerini özgürce yaşayabilecekleri gibi bu haklar Laik Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile teminat altına alınmıştır. Bu konularda dayatma yapılamaz.
Yönetenler, eğitim yaşı MEB tarafından belirlenmiştir. Temel eğitime hazırlık olarak da eğitim öncesi bir dönem 4-6 yaş gurubuna doğa bilgileri, yaşama özgü basit bilgiler ve oyunlar öğretilir.
Değerli Okurlar; Bugün yaşadığımız içimizi kanatan bu olayların temelinde yatan kutsal dinimizin siyasete alet edilmesidir. Atatürk, daha o dönemde dinin siyasete alet edilerek kullanılmasının gelecekte ülkenin başına açacağı dertleri o dönemde görmüş ve LAİKLİK demiştir. Bugün genç kuşakta bu talihsiz olayları yaşıyorsak bunun sorumlusu Türkiye Cumhuriyet’i kuruluş ilkelerinden uzak bir iktidar tarafından yönetilmemizdir.
Anadolu’da her kente siyasi siyasi getirisi yüksek olacak her şehire Üniversite denildi ve açıldı. Açıldı ama bu çocukların nerelerde ve nasıl barınacakları düşünülmedi. Türkiye genelinde onbinlerce orta eğitim ve üniversite öğrencisini maddi yetersizlikleri nedeniyle dini vakıf, dernek ve cemaat yurtlarına muhtaç bıraktınız. Böyle olunca da, içimiz yanarak bu yurtlarda yaşananları ibretle izliyoruz.
Analar, babalar sizlere sesleniyorum ne olur, ister orta eğitimde, ister Üniversite de olsun çocuklarınızı bu tür yurtlara vermeden bin kez düşünün. Bir kez daha söylemeliyim ki, bu yaşananların sorumlusu ülkeyi yöneten iktidardır. Unutmayın ki, dini eğitimi dayatarak, genç kuşakları İslamdan uzaklaştırıyorsunuz.
Vatandaş Artık Yeter Diyor!.. Hala Bu Denli Yaşanan Acılar Yetmedi Mi?
Yönetenler, dini vakıf, dernek ve cemaat yurtlarını, devlet okullarında okuyan öğrencilerin kalmasına izin vermeyin. Bu çocuklarımızın barınacağı modern yurtlar yapalım. Sakın kaynak yok demeyin. İstediğiniz yere kaynak buluyor ve milyarlar ödüyorsunuz.
Özü Şu; Kimse boşuna umutlanmasın. Bu Cumhuriyet, Laik Demokratik Sosyal Hukuk devleti olarak aydın, donanımlı, inançlı, soran, sorgulayan, özgür gençler tarafından sonsuza kadar yaşatılacaktır.
SON SÖZ: Hz.İsa’ya sormuşlar, “Ölü diriltmekten daha zor ne olabilir?” demiş ki, “Anlamayana, anlatmak.”