Bu yıl Haziran ayında yapılacak seçimlere kalan zaman daralıyor. Vakit azaldıkça İktidar ve Ana Muhalefet partisindeki Milletvekili Listesi belirleme mücadelesi kızışmaya başladı. Hatta satranç oyununa dönüşmeye başladı. İlk önce AKP’deki gelişmelere bir göz atalım.
Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan partiye tam hakim olduğuna düşünüyordu. Kendi hesaplarına göre Başkanlık sistemine de geçiş kolay olacaktı. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün partiye tekrar dönüş yolunu da kapatmıştı. Kendisinden sonra Başbakan seçtirdiği Ahmet Davutoğlu’yla işleri kolay yürüteceğini inanıyordu. Fakat partide İngiliz Ekolü denen kanat Abdullah Gül’ün sahne arkasındaki sessiz stratejik hamleleri ile partideki güç dengelerini son zamanlarda epey değiştirdiler. Hakan Fidan krizi derken, birden AKP yeni İstanbul İl Başkanı ve yönetimindeki ağırlık Başbakan Davutoğlu’nun lehine döndü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 Aralık olaylarını yaşadıktan sonra hiçbir şeyi şansa bırakmak istemiyor. Bunun için seçimdeki Milletvekili Listesinin çoğunluğunu kendisine yakın kişilerden oluşturmak istiyor. Açıkça bu hesaplar geri tepmiş durumda, bunun en güzel örneğini Başbakan Yardımcısı ve Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek arasında yaşanan demeç savaşı gösterdi. Bu atışmalar kamuoyunun önünde gerçekleştiğinden dolayı, aşağı yukarı sahne arkasındaki tarafların kimler olduğunu herkes anladı. Gezi olaylarında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç yaptığı bazı açıklamaları, zamanın Başbakanı şiddetli muhalefeti ile değiştirmek zorunda kalmıştı.
Son günlerde Cumhurbaşkanına karşı yaptığı eleştirilerde, hala Gezi olaylarında aralarında geçen gerginliklerin hafızasından silinmediğini belli etti. Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek üzerinden yaptırılan hamlelerde ise, geri adım atmayarak giderlerinin dozajını yükseltti. Kısaca İngiliz ekolü ile beraber hareket eden, Bülent Arınç üstünden verilen mesaj gayet açıktı. Biz Milletvekili adaylarını beraber belirleyeceğiz. Artık partide tek adam devri bitti. Bu çekişmeler ve Dolmabahçe açıklamaları AKP’de epey oy kaybına neden oluyor.
CHP’ye geldiğimizde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu seçimleri nasıl en az hasarla atlatacağını düşünüyor. Partide bazı çevrelerde şimdiden başarısızlık halinde yeni Başkan çıkartma çalışmalarının ön hazırlıkları yapılıyor. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu göz boyamak ve tribünlere oynamak için, ön seçimlerde Milletvekili aday adayı olduğunu açıkladı. Büyük çoğunluğa ve bana bu inandırıcı gelmiyor.
Neden dersiniz, yerel seçimlerde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu parti okuluna gitmeyenlerin aday olamayacağını söyledi. İlaveten Kadın ve Gençlik kotasını ilan etti. Seçimler geldiğinde birde herkes ne görsün, bunlar sadece laftaymış. Bunun dışında insanlar parti okuluna bir yığın para ödediler. Ödedikleri paraya mı acısınlar, harcadıkları zamana mı, yoksa kandırıldıklarına mı? Hala mırıldanıp duruyorlar.
Şimdi gelelim bizim İstanbul 2.Seçim bölgesine, bizim oturduğumuz ilçemiz Beşiktaş da buraya giriyor. Genel Başkan daha evvelki seçimlerde bu bölgeden seçilmişti. Yazılan, çizilen ve yapılan dedikodulara göre, Genel Başkan rekabetin bol olduğu ve kendisine tepki konulan bu bölgeyi tercih etmedi. Yukarıda vaatlerinin aksine Beşiktaş Halkı ve CHP örgütü bir baktı ki, Beşiktaş’a Mustafa Sarıgül’ün atadığı, gökten zembille inen Murat Hazinedar Başkan oldu.
Bu kadarla kalsa iyi, parti okulu, kadın kontenjanı, gençlik kontenjanı derken Mustafa Sarıgül’ün TDH’den güvendiği parti ve Şişli Belediyesinden mesai arkadaşları Meclis üyesi oluverdiler. 15 yakın Meclis üyesi Beşiktaş, hatta İstanbul dışından ithal edildi. Rezaletler zincirindeki skandal tabi ki daha bitmedi. Birde bu işin tuzu biberi eski İlçe Başkanın listelerle Sarıgül ekibinin isteği doğrultusunda oynaması oldu. Tabi burada en zayıf halka durumundaki eski İlçe Başkanı Uğur Gedik kurban verildi. Kendisi partiden ihraç edildi.
Şimdi geçen hafta Mustafa Sarıgül Ortaköy Patika restoranda verdiği yemekte, konuşmasında eski İlçe Başkanını övüyordu. Onun başına gelenlerin kendileri yüzünden olduğunu ima ediyordu. Nerede Mustafa Sarıgül’ü partiden ihraç edecek yürekli Genel Merkez !!! Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün başına o kadar olay geldi. Genel Başkan yaşananlar duyulmasın diye, üstelik CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’i aracı tayin etti. Yani olayları sessizce sümen altı etmeyi denedi. Bir süre sonra inkâr edilen kareleri herkes gazete ve sosyal medyada izledi. Her neyse partiden ihraç edilen Uğur Gedik’te, Mustafa Sarıgül’ü desteklemek adına yemekte yerini almıştı. Ne de olsa kendisine verilen Belediyede yağlı bir danışmanlık işi var.
Beşiktaş Belediye Başkanı Mustafa Hazinedar ise elindeki bütün olanakları, siyasi kariyerini borçlu olduğu Sarıgül lehine seferber etmiş durumda. Ayrıca CHP Beşiktaş İlçe Başkanı İlker Uygun, Belediye Başkanının etkisiyle sandıkların başına Sarıgül’ün eski Başkan yardımcısı ve yeni Beşiktaş Belediye Meclis üyesi Eyüp Birgül ve koyu Sarıgül taraftarı Ercan Ülker’i atadı.
Geçen hafta CHP Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş ilçedeydi ve konuşma yapıyordu. O sırada yönetim odasında yönetim kurulundan bazı üyeler İlçe Başkanına, kendilerine sormadan böyle taraflı atamayı neden yaptığını sordular. Siz misiniz bunu soran, İlçe Başkanı ve Beltaş’tan maaş alan yönetimden bir üye öbür üyelerin üstüne yürüdü. Şimdi sahneyi kafanızda bir canlandırın. Genel Başkan Yardımcısı dışarda konuşma yapıyor, odada kıyamet kopuyor. Bağrışmalardan rahatsız olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş konuşmasını kesip, odaya girmek zorunda kalıyor. Ah yok mu akçeli işler!!!
Bu hafta Genel Yayın Yönetmenimiz Hakan Öncül, Sayıştay Başkanlığının bir belgesini yayınladı. Belgede Şişli Belediyesinin kamuyu zarara uğrattığı gösteriliyordu. 31 Ekim 2013 tarihinde Mustafa Sarıgül CHP’ye geçmiş ve CHP’nin Şişli Belediye Başkanıydı. Belgeye göre her ay 7375.00 TL. eski
Beşiktaş İlçe Başkanlarından, şu andaki CHP İstanbul Disiplin Kurulunun başındaki Avukat Müslim Eriş’e ödenmişti. Yani ödemeler Mustafa Sarıgül, CHP’ye geçmeden başlamıştı.
Şimdi insan biraz kafa jimnastiği yaptığı zaman, gülmekten kırılıyor. Mustafa Sarıgül’ün oğlu Emir Sarıgül, Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’ye küfür etmekten tedbirli İl Disiplin Kuruluna sevk edilmiş. Bununla ilgili karar verecek mekanizmanın başında Avukat Müslim Eriş var. Partililer insana demez mi şimdi, madem böyle bir durum vardı. Bu belge yayınlanmadan, tarafsızlığa gölge düşürmeden Avukat Beyin Disiplin Kurulundan istifa etmesi gerekir diye!!!!
Hayat tesadüflerle dolu ya… Avukat Müslim Eriş’in büro arkadaşı da CHP Şişli İlçe Belediye Başkanı Avukat Veli Çellik’tir. Şişli’deki Hayri İnönü ve Mustafa Sarıgül arasındaki gerginlik başladığında Avukat Veli Çellik açıkça tavrını o günlerde belli etmişti. Mustafa Sarıgül’ü desteklemek adına Ankara’ya gitmişti. Tesadüfler zincirinin devamını incelediğimizde, CHP Şişli İlçe Başkanın hanımının da Avukat olduğunu görüp, kendisinin son seçimden sonra Beşiktaş Belediyesinin Hukuk İşlerinde çalıştığını öğreniyoruz.
Şişli İlçesinde yapılacak ön seçimlerde sandıkların başında, geçen yazımızda anlattığım Mustafa Sarıgül’ün sırdaşı, iş ortağı, eski Belediye Başkan Vekili Bayram Özata’yı görüyoruz. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Genel Merkezden çıt yok.
Son dakika haberlerine göre, Genel Merkeze Mustafa Sarıgül’e yakın bu Seçim Kurulu üye atamaları yüzünden aşırı tepkiler yağıyor. Genel Merkez de yıkıcı deprem yaratan kızgınlık dolayısıyla, tarafsızlığı zedeleyen bu üyeleri istifa etmeye zorluyor. Bu gerçekleşse bile, düşündürücü etik olmayan atamalara izin veren İlçe Başkanları CHP Genel Merkezinin karizmasını çizdirdiler.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ön seçimler konusunda samimi olsaydı, partiyi devşirmezdi. Bana göre Mustafa Sarıgül’le 2012 yılında başlayan temasların gizli mimarlarından sırdaşı Erdoğan Toprak veya Gürsel Tekin’i ön seçime yollardı. Bu isimlere Sezgin Tanrıkulu, Engin Altay, Mehmet Bekaroğlu ve birçoğunu ekleyebilirdi.
Ne yazık ki CHP, AKP’nin iç karışıklıklarından veya Cemaatle olan kavgasından ortaya saçılacak olağanüstü olaylara hayal dünyasında bel bağlamış durumda. Genel Başkan başarılı Milletvekillerinden Aykut Erdoğdu veya CHP İstanbul Büyükşehir Meclis Üyesi Hüseyin Sağ’ı kontenjana koysaydı, inanın bana kimsenin gıkı çıkmazdı. CHP Örgütü ranta karşı dik duran, araştıran, sorgulayan, yolsuzlukların üstüne giden, sorunları karşısında kendileri ile problemlerini paylaşan insanlara aç durumda. Partide böyle insanların çoğalması gerçekleştiğinde, CHP kendi iç dinamiklerinden yaşar ve dış etkenlere gebe kalmasına neden kalmaz.
Eski Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün, ön seçimlerde seçilebilecek bir sıradan neden Milletvekili adayı olmak istediğini bir kere daha açıklamayı deneyim. Şu andaki CHP Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü ile yaşadığı sorunlardan dolayı, geçirdiği savcılık soruşturmasında edindiği tecrübeler Mustafa Sarıgül’ü epey sarstı. Anlaşılan bünyesi tekrar böyle bir olayı kaldıramayacak. O yüzden Milletvekilliği Dokunulmazlık Zırhı Mustafa Sarıgül’ün olmazsa olmazıdır.