Artık Sadece Mevsim Değil Yönetenler İçinde Kış Kendisini Göstermeye Başlıyor
Şu an da halkımızın en büyük korkusu yaşanan zorlu ekonomik koşulların kışla beraber daha da artacağı!!! Artan gıda fiyatlarının yanında, bir de devamlı zamlanan doğalgaz ve elektrik fiyatları ile nasıl bu kışı geçireceğiz endişesi hakim.
Peki Yönetenler Ne Yapıyor?
Özellikle gıda fiyat artışlarının sorumlularını arıyorlar. Suçlu? Beş büyük marketler zinciri! Anında denetim diyorlar. Denetleniyor, sonuç??? Ve bu arada Sayın Erdoğan market arabası ile görüntü veriyor, alışveriş yapıyor ve fiyatların uygun olduğunu söylüyor. Gönül isterdi ki sayın büyüğümüz market alışverişi yaparken, güvenlik nedeniyle market boşaltılıp yalnız değil de halka karışarak koşulları öğrenseydi.
Hiç boşuna sorumlu aramayın. Bu gıda fiyatlarının artmasının sorumlusu “iktidardır”. Fiyat artışları iyi yönetilememin sonucudur. Kuşkusuz pandemi nedeniyle tüm dünyada sadece üretimde değil, tüm ürünlerde de fiyat artışları yaşandı. Ama onlar bu süreçte vatandaşlarını mağdur etmediler. Bizde ise durum çok kavurucu oldu.
Geçmişte tarımda kendine yeten on ülkeden biri olan Türkiye, artık ne yazık ki ithalata bağımlı hale getirildi. Gerçekleri görün artık. Ülkeyi yönetebilecek yetinizi kaybettiniz.
Devlet tüccar olmaz sloganları ile Cumhuriyet’in tüm kazanımlarını sattınız. Ama sanırım yeniden tüccarlığa başlayacaksınız. Madem market alışverişinizde fiyatlar uygun pekişimdi neden Marketçiliğe başlıyorsunuz?
◦ Ekonomi dışa bağımlı,
◦ Türk lirası aşırı değer kaybetmiş,
◦ Döviz fiyatları almış başını gidiyor,
◦ Her şey ithalata bağlanmış,
◦ Enflasyon almış başını giderken siz açacağınız marketlerle mi fiyatları düşüreceksiniz? Hayırdır, seçim mi var? Milletin ağzına bir kaşık bal mı çalıyorsunuz?
Ülkem bu sıkıntılarla her geçen gün daha da zorlanırken iktidar her zamanki gibi alışılmış gündem değiştirme yöntemlerine baş vuruyor. Anadolu’da güzel bir söz vardır “Akıllı lafını başkasına söyletir” derler. Son dönemlerin gündem değiştirmede ki iki aktöründen biri olan Sayın Ali Erbaş bir süredir Sayın Erdoğan’ın en yakınında görüntü veriyor ve artık açık açık siyasete adım atıyor. Oturduğu makamın Diyanet İşleri Başkanlığı olduğunu bir tarafa bıraktı. Ali Bey, sevgili din kardeşlerim, yolsuzluk, hırsızlık, devleti soyan soyduran, yetim hakkı yiyen, tarikat yurtlarındaki çocuk tacizlerin lanetleme konusunda söz etmeyip, işi artık Laik Cumhuriyet ve Kurucuları ile uğraşa götürüyor.
Diğer aktör ise soyadı gibi olan Sayın İsmail Kahraman katıldığı Çemberlitaş Birlik Vakfı’nın Genel Merkezi’nde “Yeni Anayasa ve Öze Dönüş” konulu bir konferans verdi. Bakın neler demiş? “Değişmez maddeler Anayasa’ya konulmamalıdır. Milletin isteği halinde değiştirilebilir” diyerek ilk 4 maddenin yeni anayasada yer almaması gereğini savunuyor. Parlamenter sistemin, demokrasi ile bağdaşmadığını ifade ederken bugünkü sisteminde devam etmesini istiyor. Anayasa’nın ise Türkiye’nin hukuk devleti normlarına uygun, ufku açık, teferruata girmeyen kısa ve öz yapılmasını öneriyor. Sonunda da Sayın Erdoğan’ın istikrarlı, çok ender rastlanabilecek meziyetlere sahip olduğunu ifade etmekle kalmayıp çok şahsiyetli bir dış politikanın varlığından söz ediyor. Sonunda ise içindeki özlemi dile getirerek 1924,1961,1982 yıllarındaki gibi “dindar bir anayasa olmalı”, diyor. Reaksiyon görünce de söylediklerimi çarpıtıyorlar, diyor.
Sayın Kahraman, %99’u Müslüman olan bir ülkeye dindar Anayasa diyorsunuz. Toplumun inancı yok mu ki dindar Anayasa diyorsunuz. Bakın, sizi dindar diye halk iktidara taşıdı. Ama ülkenin içinde bulunduğu durum hiç iç açıcı değil. Peki Sayın Kahraman bunu nasıl açıklayacaksınız?
İsmail Bey Şuan Da Ki Konumunuz Yetkiniz Ne?
Kimin adına konuşuyorsunuz? Ama bak AKP Sözcüsü Sayın Çelik basa basa laiklik vurgusu yapıyor. İlk gün söylediklerini ertesi gün inkar etse de hani derler ya “kırk kişiyiyiz biz birbirimizi biliriz” misali devam ediyor.
Sayın Kahraman, hani meşhur bir söz vardır ”Doğmayan çocuğa don biçilmez” diye. Artık iktidardan gidiyorsunuz. Hani bir şarkınız vardı “Beraber yürüdük biz bu yollarda” diye. Şimdi “Beraber gidiyoruz bu yollardan” diye şarkıya devam edeceksiniz. Boşuna Anayasa hazırlığı yapmayın. Sizin için de yorgunluk olmasın. Demokrasiye gönül vermiş tüm kesimler bir arada SANDIKTA size güle güle diyeceğiz.
Yüce Türk Ulusu’nun Anayasa’sında ki ilk 4 maddesini değiştirmeye hiç kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir.
SON SÖZ: ALACAĞIZ BU KARDEŞİMİZDEN YETKİYİ.