CUMHURİYETİN ASKERLERİ!

Makale yayınlanma tarihi:24 Mayıs 2020, Pazar - 14:06

Değerli Okurlar Hepinizin Ramazan Bayramını Kutlarım

Dilerim ki en kısa zamanda bu tatsız günler geçsin, esaret bitsin, güzel günler gelsin. Sizlerle bugün paylaşacağım yazı bir alıntı. Ben okurken çok etkilendim, sizlerle de paylaşmak istedim. Keyifli okumalar...

Yıl 1963..

Gülhane Tıp Akademisi’nde yatan emekli Orgeneral Kazım Orbay'ın mide kanseri olduğu anlaşılır ve doktorlar ömrüne beş, altı aylık bir zaman keserler ... Cumhurbaşkanlığı kontenjan senatörleri ve Milli Birlikçiler toplanıp durumu görüşürler...

«Acaba dışarıya, yurt dışına göndersek mi?»

Bir umuttur, belki kurtulur ...
Ama nasıl gönderilecektir?
Kazım Paşa, Genelkurmay eski Başkanıdır, Kazım Paşa,Danışma Meclisi Başkanıdır. Kazım Paşa, Kontenjan Senatörüdür lakin hepsi de bilirler ki, Kazım Paşa’nın parası yoktur ...
Şöyle bir formül bulurlar...
Parlamento üyelerinin tedavilerinin gerektiği hallerde yurtdışında yapılacağı ve masraflarının devlet tarafından karşılanacağı
kabul edilmiş ve içtüzüğe girmiştir fakat kanun henüz çıkmamıştır, uygulanması  mümkün değildir. 
O halde bu masrafı Milli Birlikçiler ile kontenjan senatörleri, aralarında bir fon kurarak karşılayacaklar, fakat Kazım Paşa’ya devletin ödediğini söyleyeceklerdir.
Bunu da kimseye duyurmayacaklardır ama iki kişi hariç..
Cumhurbaşkanı Gürsel ve Başbakan İnönü ... İkisi de Kazım Orbay'ın en yakın dostları ve silah arkadaşlarıdır.

Görev, emekli Albay Sadi Kocaş'a verilir ... Koçaş, önce İsmet Paşa’ya gider, durumu anlatır ...

İsmet Paşa itiraz eder:

« Kazım Paşa’nın  toplama para ile yurtdışına gönderilmesini uygun bulmuyorum, kendisi duyarsa kahrolur.»

İsmet Paşa, Müsteşarı Haldun Derin'i çağırır, durumu kısaca anlatır, nasıl bir formül bulunacağını sorar. 

Müsteşar «Örtülü ödenekten gönderebiliriz Paşam!» der.

İsmet Paşa, müsteşarın yüzüne bakar:

«Ben onu sormuyorum, para hazır, döviz işini ve transfer imkanını soruyorum»
« O basit Paşam, hemen yaptırabiliriz!»
«O halde, Sayın Koçaş, parayı size getirince hemen gereğini yapın!»

Müsteşar, odadan çıktıktan sonra, İsmet Paşa, Koçaş'a döner:

«Bak  Koçaş, senin, benim ve Allah'ın  arasında kalacak bir anlaşma yapacağız... Ben Orbay'ı toplama para ile tedaviye
göndermem. Eminim ki, Kazım Paşa’nın tedavisi için her fedakarlığı göze alırsınız. Ama hiçbirinizin bu gücü yok; benim ise
var ... Bu parayı ben vereceğim. Size bir çek vereyim, parayı alıp, müsteşara teslim edin, döviz işlerini yapsınlar ... Ama, bana
söz ver, paranın  kaynağını kimse bilmeyecek...»

«Söz Paşam!»

«Ne kadar para gerekiyor?»

«Doktoruyla birlikte gidecekleri için 56 bin lira lazım»

«Ben 60 bin liralık bir çek vereceğim, eksik kalırsa, yine veririm. Hiçbir şeyden kaçınmayacaksınız, hiç olmazsa son aylarını huzur içinde geçirmesini sağlayacaksınız.»

İsmet Paşa Orbay’la birlikte, Sadi Koçaş'ın da gitmesini ister. Koçaş, kendi masrafını kendisinin yapacağını söyleyince, İsmet Paşa ona da itiraz eder: «Hayır Koçaş, sen de, doktor da beraber gideceksiniz, masraflarınızı tamamen ben ödeyeceğim!»

Sadi Koçaş «Atatürk'ten 12 Mart'a» adlı anılarının üçüncü cildinde bu olayın sonunu şöyle anlatır:
Her şey hazırlandı ama Orbay böyle bir seyahati kabul etmedi, bütün ısrarlarımıza rağmen. « Ben 78 yaşındayım, bu yaşta bir insan için, devlet bu kadar masrafa sokulmaz. Hiç ısrar etmeyin!' dedi.»

SON SÖZ: “BİR ŞEYE SAHİP OLMAK DEĞİL, LAYIK OLMAK ÖNEMLİDİR.”
ERICH FROMM

YorumlarHiç Yorum Yapılmamış.     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

9 + 1 = ?

 




En Son Haberler
AnketTümü
Yeni Sitemizi Beğendiniz mi?
 
haber yazılımı: buki