Değerli Beşiktaşlılar.
Sizlere Beşiktaşımız ile ilgili güzel sözler söylebileceğim günlerin gelmesi beklentisi ile bir süredir yazmak istemiyordum. Sportif alanda şampiyon olabileceğimiz bir sezonda futbola dair iyi giden şeylerin üstünü örtebilecek ifadeleri yazmak inanın içimden hiç gelmiyor. Beşiktaşımızın başarılarının devamını istediğimiz bu günlerde “dünya dönüyor” demek herkes gibi benim de canımı sıkıyor.
Ancak, bu günlerde geleceğe dair karşımıza çıkması muhtemel tablonun takımımız adına tüm Beşiktaşlıların bilmeleri ve takip etmeleri gereken önemli sorumluluklardan olduğunu değerlendirmekteyim.
Daha sonra Sayın Fikret Ormanın ilk yönetiminin 2012-2013 döneminde tünelin sonundaki işığın görüldüğünü söyledikleri günleri hatırlayalım. Aradan geçen süre zarfında Başkanın göreve ilk geldiği zamanlarda TRT-3 deki spor programında söylediği borcumuzun 2 yıl içerisinde 100-200 milyonlara düşeceği sözleri aklıma geldi. 24 Nisan 2013 te NTVSPOR programına bağlanarak borcumuzun 150 milyon lira aşağıya düşürüldüğünü söylediği günler ve başkanımızın stadımızın Ağustos 2014 te bitirileceği sözleri aklıma geldi. Seçimler öncesi küçülme ifadelerinin daha sonra küçülürken büyümeyi demek istediğini söylediği günleri hatırladım.
Başkanımızın 10 Haziran 2012 tarihindeki bütçe tadil kongresinden sonra yaptığı konuşmasında “Tüm Beşiktaşlıların içi rahat olsun. Beşiktaşımızın her kuruşunun hesabı sorulacaktır.” İfadeleri aklıma geldi. Sonra her denetleme kurulu raporlarından sonra borcumuzun ısrarla düşürüldüğünün söylendiği ancak, devam eden süreçteki çelişkileri hatırladım. Feda sezonu aklıma geldi. Sermaye artırımları hisse satışları alınan ve alınamayan krediler, federasyondan gelen paralar, isabetli ve isabetsiz futbolcu transferleri ve bunun getirdikleri, ernst young raporları, UEFA tarafından avrupa kupalarından men edilmemiz, faaliyet raporları, şirket tarafından IMKB ve KAP bildirimleri, Doğuş Holdingle yapılan işletme anlaşmaları ile yapılmış olunan muhtelif sponsorluk anlaşmaları…v.s
Velhasıl, geçmişte bizlere sunulan pembe tabloların gerçekleşmiş olması ve geçmişteki sorunların düzeltilmiş olması ümidi ile mali durum tablomuzu inceledim.
Sizlere durum tespitini en anlaşılır bir şekilde nasıl anlatabileceğimi düşünürken, 2500 yıl önce yaşamış ünlü çinli komutan ve filozof Sun Tzu’nun söylemiş olduğu sözleri aklıma geldi. “İyi yönetici şunlara hükmedebilendir: Akıllı adam, cesur adam, açgözlü adam ve aptal adam.” Yöneticilerimizin karşılaştıkları firmalar, davalar, kongreler, sporcular, menajerler, çalışanlar v.s… ile yapılan çalışmalarda acaba gerçek anlamda problemlerin tamamına hakim olabildiler mi? Zira her konuda hakim olmalarını ümit ettiğimiz faaliyetler, yöneticilerce sürekli bahsedilen tünelin sonundaki görülen ışık, artan borçlarla ışıksızlığa dönüşmüş, çıkılmaz galeriler haline dönüşmüş ve dışardan acil müdahale ekiplerine ihtiyaç duyulur hale gelinmiştir.
Bu bağlamda, geçmişten günümüze Sayın Fikret Orman yönetimleri ile kısa bir yolculuk yaparak, sonuçta nerelere geliyoruz. Hep beraber hatırlayalım.
1.Başkan Fikret Orman seçim öncesinde açıklanan küçülme ifadesini 6 Nisan 2012 tarihinde insanların gerçekleri görsün diye söylediğini açıklarken bunun ile örtüşen ilk icraatları erkek voleybol takımını kapatıp, feda sezonunu açmıştı.
2.Daha sonra erkek voleybol takımı tekrar birinci lige çıkmış olup, bu defa da ikinci lige düşen bayan voleybol takımının maliyetinin 7 milyonlarda olması ve ligi 5 nci sırada bitiren takımın 1 milyon, 4 ncü olanın 3 milyon ve şampiyonluğa oynayanların 5-10 milyon liralardaki maliyeti bu branştaki isabetsizliği de gözler önüne sermektedir.
3.Drogbaları alacağımız günler de gelecek derken Queresmaya kadro dışı kaldığı tam yarım sezon parasını oturduğu yerden vermek olmuştur. Üstüne de tam 1 milyon 484 bin Euro para verilerek gönderilmiş ve bu da kamuoyuna büyük bir başarı olarak lanse edilmişti.
4.Henüz gelmeden gitmeleri bir olan Sven Goran Ericson ve Berat Çetinkayanın yanında Francodan yararlanılamayan geçmiş sezon maliyeti ve tazminat verilerek gönderilen Samet Aybaba, Simao, Queresma, Yanlış transferlerden Batuhan Karadeniz, Uğur Boral, Escude, (Egemenin yerine yaklaşık aynı paralara getirilmiş olup, halen Beşiktaş aleyhine 5 adet ilamsız icra takibi bulunmaktadır.) Sinan Kurumuş, İstanbul Başakşehirde yedek iken bize gelen Gökhan Süzen, kurtarıcı Dentinho ve Niang, oynatılamayan ya da satılamayanToroman ve Sezer Öztürk, sakat Sivok, 100 bin liraya Gaziantepe gönderilen ve Hilbertin yerine 4 milyon 430 bin lira bonservis bedeli ödenerek geri alınan Serdar Kurtuluş, küçük takım oyuncusu Enaramo, kendisi için ödenen paraların hakkını verme şansını bir türlü bulamayan Kerim Frei Koyunlu, skandal transfer Dany, genç oyuncu olarak henüz hak dahi etmeden çapına göre yüksek ücretler ödenen Muhammet Demirci, ve Erkan Kaş ve bir yıl önceden anlaşma yapılamayan ya da alıcısı olmasına rağmen satılmayıp, akabinde bedavaya gönderilmek zorunda kalınan Fernandes ve fon tazminatlı Almeida gibi oyuncuların sadece 2013-2014 sezonu sonuna kadar kulübümüze milyonlarca lira zarara uğramamıza neden olmuştur. Oysa ki, bu paralarla yapılacak doğru transferlerle rüya takım oluşturulabilir, şampiyonluklara ambargo konulabilir, bunlardan gelecek gelirler ve satılacak kaliteli futbolcularla borçlar ters orantı ile indirilebilir, Avrupa ve dünyada söz sahibi bir takım hüviyetine kavuşulabilirdi. Borçlanmanın başlıca nedenlerinden olan futbolcu transferlerinde sokağa atılacak paramız yok ifadeleri yapılan geçen seneki lüzumsuz transferler ile tam bir tezat teşkil etmiştir. Önceki senelerde yapılmış olan yanlış transferler ve geleceğe yönelik alınamayan ekonomik tedbirlerle borçların sürekli artması sportif başarıların hazzını yaşamamızı maalesef engellemektedir.
Yarın:
-Davalar Gerçekten Kapandı mı?
-Erns&Young Raporların Neler Var?
-Aktif Reklam Anlaşmasında Kimler Anlaşma Hükümlerine Uymadı?
