En yetenekli bürokrat, en yetenekli teknokrat bile bir yalaka kadar mutlu edemez iktidar sahibini. Çünkü dalkavuğun birincil görevi, hizmet etmek değil mutlu etmektir.
Aristo, yıllar öncesinden uyarmıştı insanlığı ve demişti ki; ‘’HALK DALKAVUKLUĞA ALIŞINCA, DEMOKRASİ İSTİBDADA DÖNÜŞÜR.’’ Ben bu çalışmamda,dalkavukluğa övgüler düzmek istiyorum. Çünkü onları seviyorum. Düşünüyorum da, dalkavukları. Günümüzdeki tanımıyla yalakaları olmayan bir iktidar ne kadar sıkıcı, bıktırıcı ve anlamsız olurdu.
Dalkavuklar,iktidar sahibini yapacakları bıktırıcı yorucu hizmetler için motive ederler. En yetenekli bürokrat, en yetenekli teknokrat bile bir yalaka kadar mutlu edemez iktidar sahibini. Çünküdalkavuğun birincil görevi hizmet etmek değil, mutlu etmektir. İktidar sahipleri de, dalkavuklarınıçok severler. Dostlarından vazgeçerler ama, dalkavuklarından asla vazgeçmezler. Örneğin Turgut Özal'ın yalakası Erkan Zenger, bir gün Özal'a der ki '' Efendim, yalakalıktan istifa etmek istiyorum. Etrafınızdaki bütün bakanlar, milletvekilleri, iş adamları, yazarlar hepsi yağdanlık oldu. Bana iş kalmadı.'' Özal ise; ‘’Onlar dönemsel. Sen ise, kadrolusun devam et’’ der.
Yalakalık,aslında zor bir iş değildir. İktidardaki adam ne söylerse söylesin, fevkalade bir yardakçılıklatasdik edecekler ve asla aykırı bir söz söylemeyeceklerdir. Bu birinci ve en önemli kuraldır. Verilen ihsanı ise gizlice alacaklar, aldıkları paranın çokluğuyla ilgili meslektaşları arasında asla övünmeyeceklerdir.
Osmanlı'da, dalkavukların marifetlerine göre renklendirilmiş özel kavukları vardı ve ücret tarifeleri belliydi.
- Yalakanın burnuna fiske vurmak 20 para.
- Yüzünü tokatlama 30 para.
- Yüzüne mürekkep ya da kömür sürme 37 para.
- Çıplak başına tokat atma 45 para.
- Kafasına yumruk atma 40 para.
- Merdivenden yuvarlama 180 para.
- Kuyruğu dışarıda kalmak kaydıyla fındık faresini ağzına kapatma 400 para.
- Bostan kuyusuna sarkıtılarak su içinde bir süre bırakmak 600 para.
Ayrıca bu şakalar sırasında dalkavuk ölürse, cenaze masrafı şakayı yapan tarafından karşılanırdı.
Elimdeki liste çok uzun ama, bu kadarı yeterli şimdilik. Osmanlı dalkavuklarını günümüzyalakalarıyla karşılaştırınca, onların ne kadar güç şartlarda çalıştıkları açıkça görülüyor. Üstelik günümüz yalakaları, Osmanlı dalkavukları ile böyle bir tarih ortaklığını hak edemeyecek kadar rezil insanlar. Cumhuriyet dönemimizde dalkavukluk, padişah ve krallık dönemlerinden çok daha fazla çalışma alanı bulabilmektedirler. Üstelik yalakanın atanmışı da olabilmekte, seçilmişi de. Bulundukları mevkilere yalakalıklarıyla gelebilenler, geldikten sonra bunun bedelini ödemekle yükümlü olmaktadırlar. Veya kendilerini buna şartlandırıp, yaşam biçimlerini yalakalık üzerine inşa edebilmektedirler.
Encümenler, meclisler, üst hukuk kurumları ve oligarşik bürokrasi makamları ile riyaset çevreleri günümüzde bunların rahle-i tedrisat alanları haline gelmiştir. Gerek başkanlarına, reislerine ve ağalarına bağlı gönüllü gurupları bu alanlardan yaratılan gönüllü müfrezeleriyle sözüm ona kitle tabanı yaratılmaya çalışılmaktadır. Ortak sözcükleri padişahım çok yaşa veya sonuna kadar en büyük sensin haykırışlarıyla yaratılan histeri nöbetleridir. Yalakalar bu alanda iş tutarken gelişen teknolojiden de oldukça yararlanmaktadırlar. İş takip metotlarıyla, iş güçleriyle günümüzde giderek sektörleşmeye başlayan bu alan, iş kapasiteleri azalan ve tükenen elemanların yerine yenilerini yetiştirmekte hiç de zor olmamaktadır.
Bu yalakalar yakında örgütlenip, iş kollarında bir YALAKA İŞ Sendikası kurarlarsa da hiç şaşırmamak lazım. Çünkü bu tiplere talep artarak devam etmektedir. İlkesiz siyasetin bataklığında, sivrisinek gibi üremektedirler. Ta ki ilkeli siyaset partilerimize egemen oluncaya kadarda, bu yozlaşma ürünü böyle süreceğe benziyor.
Benden söylemesi, sizden düşünmesi.