Çocukken masallarla uyutulmaya alışkın olduğumuzdan olsa gerek. Yadırgamıyoruz uzun zamandır halka anlatılan masalları, her gün artan masalcıları. Pinokyo`yu hepiniz hatırlarsınız. Geppetto ustanın elinden çıkmış tahta kuklayı. Kukla olmayı reddedip insan olmaktı isteği. Ne badireler atlattı bunun için oysa. Kolay mıydı insan olmak bu kadar. Üstelik ne vakit bir yalan söylese uzayıp durdu burnu istemsizce. Ağız tadıyla bir yalan bile söyleyemedi şu dünyada Pinokyo. Vazgeçmek zorunda kaldı sonunda yalan söylemekten, insan olabilmek uğuruna o da.
Hâlbuki siyasetin Pinokyo`ları aramızda dolaşmaya devam ediyorlar umarsızca. Oysa kızaran bir yüz, her yalanda biraz daha uzayan bir burun hayal edebiliyor musunuz bizim siyasilerde.
Pinokyo’ya verilen bu özelliğin bizim ülkemizdeki siyasetçilere de verildiğini düşündüm bir an. Düşünebiliyor musunuz bir Sayın Bakan enflasyon rakamlarını açıklıyor kürsüde, ya da bir Sayın Milletvekili insan haklarından bahsediyor ya da bir başkası cezaevlerinin insani koşullara kavuştuğunu söylüyor. Bir Belediye Başkanı hiç plan tadilatı yapmadığını ve kaçak inşaatlara göz yummadığını anlatıyor. Asayişten sorumlu bir başkası bu ülkede işkencenin tamamen durduğunu ve asla yapılmayacağı konusunda nutuk atıyor, bir diğeri hiç dış borcumuz kalmadığını ve yakın bir gelecekte diğer ülkelere kredi açabileceğimizi haykırıyor. Bravo yaşa sesleri arasında, başka bir kürsüden komşularımızla sıfır sorun yaşadığımız söyleniyor.
Bir takım hukuk adamları gizli tanık ifadelerine dayanarak yüz yıllık cezalar istiyorlar. Yapılmamış darbelere, çayda radyasyon olmadığına inanmamızı istiyorlar, grip aşısının mutlaka yapılması gerektiğine inandırmaya çalışıyorlar bizi, her gün TV` lerde, basında, cuma hutbelerinde tekrarlanıyor bu yalanlar. Fakat ne yazık ki Pinokyo`nun burun işlevi yok bunların burunlarında, eğer olsaydı şayet, PENNSYLVANİA`ya kadar uzanırdı hiç şüphesiz.
Uzamıyor burunları, öyle bir ceza yok bunlar için, fakat başka cezaları olacak. Elbet o nihai gün gelip çattığında halkın adaletinden, işlemeye başlayacak olan demokratik devletin adaletinden ve yetimin, garibanın, sömürülen, hakkı yenilen kulun adaletinden kaynaklanan. Sorulacak elbet ülkenin yeraltı ve yer üstü kaynaklarını satmanın hesabı. Sorulacak elbet yüzlerce yargısız infazın hesabı. Çıkarılacak altın kadranlı saatleriniz bileklerinizden, takılacak onların yerine hukukun kelepçeleri. Bakalım sizler o tabutluklarda yaşamayı öğrenebilecek misiniz yalanlarınıza sarılarak.
Tarih sizlerden yalanlarıyla, çaldıklarıyla, soydukları ve sattıklarıyla tarihin karanlığına gömüldüler diye bahsedecek ve kahkahalarla gülecek. Dünyanın tüm sömürge halklarının kaburga kemikleri sayılan ve sıtmadan karınları şişmiş çocukları, hep birlikte gülecekler halinize. İşte o zaman doymaya başlayacak karınları ve şekerde yiyebilecekler, hep birlikte çav bella ,çav bella diye özgürlük şarkıları söyleyecekler Pinokyo`yla beraber.